Stockholm

~ 22.06.2011, Yılmaz ÖZDİL ~

Nerde çokluk, orda...

Alışmış kudurmuştan beterdir.


Adaaam sen de...
Böyle başa böyle tarak.
Tencere kapak.
Al takke ver külah.
Dibek dövücünün hınnk deyicisi...
Gelene ağam gidene paşam.
Köprüyü geçene kadar ayıya dayı.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
Altta kalanın canı çıksın.
Bal tutan parmağını yalar.
Parayı veren düdüğü çalar.
İstemem yan cebime koy.
Beleş atın dişine bakılmaz.
Bedava sirke baldan tatlıdır.
Devlet malı deniz, yemeyen domuz.
Üzümünü ye bağını sorma.
Atın ölümü arpadan olsun.
Deveyi havuduyla götür.
Öküzün trene baktığı gibi bakma.
Her koyun kendi bacağından asılır.
İmam n’aparsa cemaat n’apar?
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Türk’ün aklı ya kaçarken...
Kaçanın anası ağlamaz.
Neme lazım.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Yalandan kim ölmüş.
Ciğeri beş para etmez.
İpiyle kuyuya inilmez.
Yaralı parmağa işemez.
İti an çomağı hazırla.
İt ürür kervan yürür.
*
Birbirimize hep böyle iltifat ederiz.
*
“Stockholm” denince, gücümüze gitti.
*
Kopenhag dense...
Maazallah demek ki.
“Asıl sen Oslosun” filan...
- Konuşma lan Helsinki!
- Allah’ın Reykjavik’i...

(Hürriyet 22.06.2011)

Yılmaz ÖZDİL | Tüm Yazıları
Hits: 2300