Devletin bittiği an

~ 04.06.2015, Yeni Yaklaşımlar ~

Her şey bir uyuşturucu soruşturması kapsamında 7 MİT’çinin dinlenmesiyle başladı. 6 ay sonra, Adana’da MİT’e ait TIR’lar durduruldu. Suriye’ye giden TIR’lara eşlik eden MİT’çilerle jandarma arasında büyük gerilim yaşandı. Savcılığın arama kararına direnen MİT görevlileri yere yatırılıp kelepçelenirken jandarmaları ‘hesabını vereceksiniz’ diye tehdit ediyordu.

Suriye’deki cihatçılara Türkiye’nin verdiği desteği somut olarak ortaya koyan ilk olay 1 Ocak 2014’te Hatay Kırıkhan’daki TIR soruşturmasıydı. MİT’e ait olduğu ortaya çıkan ancak arama yapılması hükümet girişimiyle engellendiği için içlerinde ne olduğu belirlenemeyen TIR’lar, dönemin Hatay Valisi Celalettin Lekesiz imzalı bir talimat sonrasında yollarına devam etti. 19 Ocak’ta ise bu kez Adana’da yaşanan bir diğer TIR soruşturmasında bu kez Suriye’ye giden ağır harp silahları kayıt altına alındı. Adana otoban gişelerinde durdurulan ve arama yapılan 3 TIR’da bulunan, bazısı Rus yapımı çok sayıda silaha yine MİT mensupları eşlik ediyordu.

TIR’ların şoförleri ile refakat eden MİT mensuplarının gözaltına alındığı bu olayda da hükümet adına müdahale eden kişi dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş oldu. Hükümet adına devreye girdiğini söyleyen Coş, TIR’ların MİT adına birimler arası sevkiyat yaptığına dair imzalı bir yazıyı da, aynı gün makamında ağırladığı soruşturma savcısı Aziz Takçı’ya verdi. Süreç içinde önce soruşturmada görev alan jandarmalar hakkında casusluk iddiasıyla soruşturma başlatıldı ve bir çoğu tutukladı.

 

Savcılar tutuklandı

Geçen haftalarda genişletilen soruşturma kapsamında TIR soruşturmasında görev alan savcılar Özcan Şişman ve Aziz Takçı ile o dönemki Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ve Adana eski İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay da tutuklandı. AKP hükümeti ise olayın ortaya çıktığı günden bu yana Bayırbucak Türkmenlerine yardım malzemesi götürüldüğü savunmasını yaptı.

1 Ocak’ta Kırıkhan’daki TIR soruşturmasının ardından açıklama yapan Türkmenler, kendilerine yardım malzemesi gönderildiği iddialarını yalanladı. Zaten Türkmenler’in bulunduğu bölgeye, Özgür Suriye Ordusu’nun bileşenleri olan örgütlerin denetiminde olan Kırıkhan’ın karşısında bulunan bölgeden değil Reyhanlı güzergahından gidiliyordu.

 

Sevkıyat kayıt altında

Adana’da da 19 Ocak 2014’te yapılan ancak akamete uğratılan TIR soruşturması uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin yürütülen bir soruşturma kapsamında başlatıldı. TIR’ların durdurulmasından 6 ay önce, Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü silah sevkiyatında görev alan 7 MİT mensubunu, toplamda 29 kişinin dahil edildiği bir uyuşturucu ticareti soruşturması kapsamında dinlemeye başlamıştı. Zanlı askerlerin ismini vermediği bir muhbire dayanarak başlatılan bu önleyici dinleme faaliyetleri sonunda MİT’in Suriye’deki cihatçı gruplara gönderdiği silah sevkiyatları da kayıt altına alınmış oldu.

19 Ocak 2014 günü ise soruşturmada görev alan askerler ile dört savcıyı casusluk suçlamasıyla cezaevine gönderecek süreç başladı.

 

18 Ocak 2014 gecesi

Ankara'da gizli takip

Yüzbaşı Hakan Gençer ile birlikte mahkemeden MİT’çilerin de içinde olduğu grup için önleyici dinleme kararı alan iki jandarma görevlisinden biri olan Kıdemli Çavuş Gültekin Menge, 18 Ocak 2014 gecesi Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan yüklenen harp silahlarıya birlikte, MİT’çilerin refakatinde yola çıkan TIR’ları takip edenlerden de biriydi. Gölbaşı’na kadar peşlerinde Uzman Çavuş Cumali Katırcı ile birlikte TIR’ları takip eden Menge, sevkiyatın başlamasından 6 saat öncesinden komutanı Gençer’e bilgi vermiş, TIR’larla terör örgütlerine malzeme götürülmüş olabileceğini söylemişti.

 

18 Ocak 2014-07.30

İsimsiz ihbar jandarmadan

Sabah 04.00 sıralarında Menge, Adana İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Üsteğmen Önder Kır’ı arayıp bilgi verdi. Menge daha sonra Yüzbaşı Gençer ile buluşarak Ankara Demetevler’de bir telefon kartı aldı. Saat 07.30 sıralarında ankesörlü telefondan Adana jandarmasını arayarak isimsiz ihbarı yaptı. Takip ettikleri kişilerin MİT’çi olduğuu bilmediklerini söyleyen askerlerden Menge, ihbarda TIR’larda mühimmat yüklü olduğunu söylemişti. İhbar üzerine Adana jandarması arama izni çıkartmıştı. Arama izni talep yazısında ihbarda belirtilmiş olmamasına rağmen “TIR’ların El Kaide terör örgütüne silah götürdükleri” bilgisine yer verilmişti. Ankara ve Adana Jandarma İstihbaratları arasında ihbardan bir kaç saat önce yaşanan telefon trafiğini tespit edilmiş olması casusluk soruşturması savcısınına göre hazırlıkların ihbardan çok öncesinde başladığının deliliydi.

19 Ocak 2014-12.00

MİT TIR'ları durduruluyor

Adana-Gaziantep otoyolunda önlem alan jandarma, ihbarda plakaları bildirilen TIR’ları beklemeye başladı. Üç TIR ve içinde MİT’çilerin bulunduğu bir otomobil 12.00 sıralarında durduruldu. Askerler, TIR’ları kontrollü noktaya alırken bir grup da MİT’çileri taşıyan otomobile yöneldi. Olay yeri görüntülerine göre otomobildeki MİT’çi, askerlere direnmek istediği gerekçesiyle yere yatırılarak kelepçelendi. TIR’daki diğer MİT’çi de araçtan inmek istemiyordu. TIR’a giren bir asker tarafından indirilen MİT’çi kelepçelenmek istenirken bir sivil görevlinin, savcılığın arama iznini okuttuğu görüldü. Daha sonra MİT mensuplarının ikisi de gözaltına alındı. TIR’larda çok sayıda silah ve mühimmat bulundu.

 

Vali Coş, 500 polisle olay yerinde

Arama kararını veren savcı Aziz Takçı, TIR’lar durdurulduktan sonra neler olduğunu tutuklandığı 7 Mayıs günü mahkemede şöyle anlattı. Silah yüklü olduğu bilgisini aldıktan TIR’ların Ceyhan’daki kışlaya götürülmesine karar verdiklerini, MİT görevlisi olduğunu söyleyen kişilerin ise serbest bırakılmasını istediğini söyledi. Serbest kalan MİT’çilerin araçlarıyla kışlaya giden TIR’ların önünü kestiğini belirten Takçı, askerlerin isteği üzerine bölgeye gittiğini, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da 500 kadar çevik kuvvet polisiyle geldiğini söyledi. “Sonradan böyle yağıp gürlediğine bakmayın olay günü Coş çok saygılıydı” diyen Takçı kendisine “Sayın savcım 5-10 tane koruma bir kaç tane araba verelim, siz imparatorsunuz” diyen valiyle aralarında geçenleri de şöyle anlattı:

 

Erdoğan aradı

“Vali bey bana, ‘Beni sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aradı. Dedi ki bu araçlar MİT’e ait, bu silah ve mühimmatı da biz gönderdik. Sayın savcı bey bu araçları bıraksın, biz bu konuda yasal düzenleme yapacağız’ dediğini anlattı. Bu arada adalet bakanı ve müsteşarı, dışişleri bakanı ve müsteşarı, MİT müsteşarıın da arayarak araçların MİT e ait olduğunu bilgileri dahilinde olduğunu, silahların da kendilerine ait olduğunu söylediğini aktardı.

Coş ‘Ölümüne bunu engelleyeceğim’ gibi sözler de söyleyince ‘Kimsenin ölmesine de gerek yok. Madem sayın başbakan böyle bir şey söylüyor. Bana iki satır yazı verin, altını imzalayayım. Bu MİT görevlisi olduğunu iddia eden arkadaşlar da kimliklerini versinler tutanağa geçirilsin biz elbette ki bunu gizli tutacağız’ diye defeatle söyledim.” Bu sırada olay yerine MİT bölge başkanı olduğunu belirten, tanımadığı birinin geldiğini söyleyen Takçı, Coş’un bu kişiden silahların MİT’e ait olduğuna dair yazı istediğini ancak bu kişinin bunu kabul etmediğini anlattı.

 

Yurt içi nakil

Coş’un tepkisi üzerine belgeleri Coş’a vermeyi kabul eden bu şahısın, valiliğe hitaben “malzemelerin ve TIR’lar ile içeriğindeki silah ve mühimmatın MİT’in yurt içi üniteler arası nakil yaptığını” anlatan bir yazıyı kendisine verdiğini söyledi. Bunun üzerine araçların bırakıldığını açıklayan Takçı, ertesi gün ilk iş gizlilik kararı aldırdığını anlattı.

 

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/291136/Devletin_bittigi_an.html

Hits: 916