Savaşın sorumluluğu Tanrı'nın üstüne mi yıkılacak?

~ 10.10.2014, Ünal ÖZMEN ~

 

Geçenlerde izlediğim bir belgesel, hiçbir şekilde dahilleri olmadığı halde, insanların kurbanı oldukları savaşın yetişkinlik dönemlerindeki ruh hallerini nasıl da ipotek altına aldığını yeniden düşünmemize vesile oldu

ÜNAL ÖZMEN

Geçenlerde izlediğim bir belgesel, hiçbir şekilde dahilleri olmadığı halde, insanların kurbanı oldukları savaşın yetişkinlik dönemlerindeki ruh hallerini nasıl da ipotek altına aldığını yeniden düşünmemize vesile oldu. BBC yapımı belgesel, Alman faşizminin Polonya'daki Treblinka Ölüm Kampındaki 925 bin Yahudi’den kurtulan 70 kişiden ikisinin anılarının izinden çıkartılmıştı. Bir milyona yakın soydaşı, dindaşı, kardeşi, anası, babası gözlerinin önünde gaz odalarında boğulan iki yaşlı tanık...

Faşistler, cesetlerin yanmasını güçleştirdiği için kurbanlarını önce tıraş ediyor; ateşe itmeden önce  elbiselerini titrek bedenlerinden arındırmalarını, soyunmalarını istiyor. Tıraş edilen, ateş havuzuna atılma sırasının geldiğini biliyor ve berberi soydaşına, saçının son tutamı önüne düştüğünde ölümün lisanı ile son sözünü söylüyor, ‘hoşça kal’. Gidenlerin elbiselerini toplamak, henüz  faydalanılacak enerjisi kalanlara düşüyor. Tanık, annesinin uzatmak için eteğine ek yaptığı kız kardeşinin elbisesi eline geldiği anı anlatmak istiyor, anlatamıyor; belleğini teslim alan o duyguyu gözlerine bakarak anlıyorsunuz. Annesi aynı yerde gaz odasında boğulmuş. Annem diye baktığı, “otuz yedi yaşındaydı” dediği solgun fotoğraftaki kadın, kendisinden elli yaş büyük koca adamı bir anda çocuklaştırıveriyor. Siz, ancak o an, bir çocuk dinlediğinizi fark ediyorsunuz.

Devam eden ve benzer yöntemlerle milyonlarca insanın katledildiği bugünün savaşlarından geriye daha berrak belgeler kalacak. Belgeseller, canlandırma gereği duyulmadan bizzat çekilmiş görüntülerin montajlanmasıyla hazırlanacak. Onların izleyicisi ise eğer dayanabilirlerse şimdi çocuk olan savaş kurbanları olacak. Bugünün savaş mağduru çocuklar, savaşın yaşlı tanıkları olarak dinlendiğinde bu savaşın neden çıktığını hiçbir zaman sorgulamayacaklar. Çünkü geride bu kadar tanık, belge bırakan savaş, o gün bile başka bir biçimde devam ediyor olacak.

Köyleri işgal edildiğinde, başka bir bölgede bulunduğu sırada olağan bir görüşme için telefonla eşini arayan evin Ezidi annesi, “Gel kocanın kellesini al” diyen İŞİD çete üyesinin sesini unutabilir mi? Biraz önce kendisi için atan babasının yüreğini dişleyen insanımsı görüntünün kime ait olduğunu araştırmayacak mı çocukları? Birkaç bayram önce sınırda bayramlaştığı akrabasının Kobane’de yanan evini, yine bir bayram günü birlikte izleyen Suruçlu Kürt’ün yüreğini kim sağaltacak? Düğün evini cenaze evine çeviren saldırı uçaklarının kanadındaki bayrağın rengini hangi Afgan unutabilir?

Peki, bu vahşetin sorumlusu kim?  İkinci Dünya Savaşı Hitler adında bir manyağın  üstünde kalmış, 50 milyon insanın ölümü ile sonuçlanan o savaşın azmettiricileri sağ kalanların kurtarıcısı olarak anılmayı başarmıştı. Bu savaşın faturası kime kesilecek? Bir aydır menzil mesafesinde katil adayı ile burun buruna yaşayan Kobane kuşatmasına sessiz kalanlar aklanabilecek mi?

Humus’ta öldürülen 40 öğrencinin sırt çantasındaki kitaplarda muhtemeldir ki can güvenliklerinin yaratanın emanetinde olduğu yazıyordu; geride kalanlara, yaratandan ötürü sevildikleri hangi meallerle anlatılacak? 'Tanrı, onları çok sevdiği için yanına aldı' mı denecek? Savaş Tanrı'nın üstüne mi yıkılacak?

Ünal ÖZMEN | Tüm Yazıları
Hits: 1337