Obama, Mısır ve 'Tarihin Doğru Yanı'

~ 05.02.2011, Nilgün CERRAHOĞLU ~

Müslüman dünyasına karşılıklı çıkar ve karşılıklı saygıya dayanan yeni bir yol öneriyoruz!demişti Obama, iki yıl öncesindeki başkanlık konuşmasında ve şöyle devam etmişti: Yolsuzluk, muhalefeti susturmak, halkı kandırmak yöntemleriyle iktidara yapışan (İslam dünyasının despot liderleri) ‘tarihin yanlış yanında yer aldıklarını’ bilmelidirler!

Bir olimpiyat açılışıilgisiyle takip edilen Obama’nın başkanlık makamı eşiğinde sarf ettiği sözler, uluslararası kamuoyunda öyle derin iz bırakmıştı ki; karaderili Başkan’ın alameti farikasınadönüşmüştü…

ABD başkanlarının dünya duruşlarıyla özdeşleşen, politikalarına yön veren ve uluslararası siyaset kitaplarına geçen hap gibi özdeyişleri vardır:

Roosevelt sözgelimi, Nikaragualı diktatör Samoza için sarf ettiği O bir orospu çocuğu olabilir. Ama bir orospu çocuğu olsa da neticede bizim orospu çocuğumuzdur! sözleriyle hatırlanır.

Soğuk Savaş’ın bölünmüş kalbi Berlin’de özgür dünyanınlideri olarak konuşan J.F. Kennedy; Ich bin ein Berliner!/Ben bir Berlinliyim!ifadesiyle anılır…

Obama’nın selefi oğul Bush da, Irak savaşının ardından silahlar susarken söylediği Mission accomplished!/Misyonumuz tamamlanmıştır!sözleriyle belleklere girmiştir.

ABD Başkanı sözleriyle tartılıyor

Tarihin yanlış yanında yer alıyorlar!ifadesiyle tarif edilen İslam dünyasının despot liderlerine yöneltilen uyarı da; Obama dönemine işte damga vuran kılavuz düşüncelerdenbiri olarak bilinir.

Öyle ki; Googlea Obama wrong side of history/tarihin yanlış yanıdiye yazdığınızda karşınıza hemen 2 milyonu aşkın site gelir.

Bu sözlerin bu kadar reyting yapması ve güncellik kazanmasına yol açan neden; Mısır isyanı karşısında şimdi tarihin yanlış yanında yer alıp almamanın”; gizlenemez bir ölçü haline gelmesi olmuştur.

ABD Başkanı; bu sınavda, doğrudan doğruya kendi ağzından çıkan bu sözlerle ölçülüyor.

Başkanlığa çıktığı gün itibarıyla Müslüman dünyasınaözel mesajlar vermeyi kendisine iş edinen; bunun için buralara kadar özel olarak gelen, Ankara’larda; Kahire’lerde konuşan Başkan Obama, sözlerinde bakalım ne denli retorik, ne oranda gerçekçiymiş, deniyor.

Mısır isyanında test edilen temel soru bu.

Tahrir ve Ortadoğu tiyatrosu

Her gün farklı yöne saptığı izlenimi verenisyanın”, nasıl sonuçlanacağı henüz bilinmiyor. Tahrir Meydanı’na baktığınızda; görüntüler… Bir gün Berlin Duvarı’nın yıkılışında tanık olduğumuz kadınlı, erkekli şenlik karelerini andırıyor.

Ama ertesi gün aynı meydanda, ortaçağın deve üstünde eli sopalı savaşçıları beliriyor ve iç savaş provalarısergileniyor. Ardındandemokrasilerinolmazsa olmaz seküler doğasını yok sayan, toplu namaz gösterileriortaya çıkıyor.

Meydanın nabzı bukalemun gibi günbegün, bazen saatle değişiyor. Tahrir’de farklı sürprizler sunan bu manzaralar karşısında, insan ister istemez; Bir dakika! Burada ‘tarihin doğru yanı’ neresi ki?oluyor.

Obama’nın da kafası acaba; Tahrir’e baka baka karışmış olabilir mi?

ABD Başkanı’nın ilk refleksi çünkü; yolsuzluk ve muhalefeti susturarak koltuğuna yapışan, tarihin yanlış yanındakiMübarek’i -hazır işler bu noktaya gelmişken- kışkışlamak olmadı.

Obama hangi tarafın ağır basacağını görmek için bekledi. Derken İsrail’e falan baktı ve böyle böyle olayların kademe kademe sürüklenmesine; Mısır ekonomisini çökertecek boyutlarda darbeler yaratmasına olanak tanımış oldu.

Diplomatik çevrelerdeOrtadoğu düzenlerigündeme geldiğinde hep şu söylenir: Kameralar ve TVler önünde ‘insan hakları, demokratik reformlar’ konusunda ahkâm kesen ABD yöneticileri; yakın müttefikleri olan Ortadoğu diktatörlerine, kapalı kapılar ardında bu konuları asla açmazlar. ‘Dışarda’ başka; ‘içerde’ başka konuşur. Liderler de on yıllardır süren bu tiyatroyu iyi bildiklerinden, fazla iplemez.

Obama’nın 2009 Başkanlık konuşması; kimi gözlemci tarafından işte; Bakın bu artık tiyatro değil. Ben ‘tarihin doğru yanında olmayı’ ciddiye alıyorum. Müslüman dünyasına yeni bir paradigma üzerinden yeni bir ilişki öneriyorum!mesajı olarak yorumlanmıştı.

Mısır’daki olaylar oysa; eski tas eski hamam. Obama’nın da aynı tiyatronun parçası olduğunu ortaya koydu.

Obama’nın Beyaz Saray’a taşınmasından bu yana geçen iki yılda, Mısır’da olası bir değişim ve geçiş dönemiprojesinin temelleri hiç atılmamış. Mısır’ın içten içe kaynadığı -diplomatlar ve ABD düşünce kuruluşlarınca- bilindiği halde hiçbir tedbir alınmamış.

Son dakika gelişmeleri doğrultusunda el yordamı yol bulmaya çalışan Beyaz Saray yönetimi Mübarek’ten ufak ufak şimdi mesafe almaya çalışıyor. Mısır Devlet Başkanı’na neden sonra, alttan alttan Hadi artık gitsen!mesajları veriyor ve hemen aynı anda da büyükdemokratikleşmehamlesinin parçası olarak gözünü generallereçeviriyor.

Ordununiçi ayrı bir âlem. Yarın buradan devam.

(Cumhuriyet 05.02.2011)

Nilgün CERRAHOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2255