Önüne gelene bin tekme

~ 17.03.2014, Ahmet HAKAN ~

CEMAAT’le savaş çıkınca:

Bütün müfettişleri Cemaat okullarına yolla.

*

Savcılar 17 Aralık’ta düğmeye basınca:
“Tanımıyoruz o savcıyı” diye kükre.

*

Polisler bakan oğullarına operasyon çekince:
Yüzlerce polisi Fizan’a sür.

*

Eski Ergenekon’da tüketilecek malzeme kalmayınca:
“Artık yeni Ergenekon Cemaat’tir” diye ilan et.

*

TÜSİAD mırın kırın deyince:
“İtaatsizlik ha! Bak geliyor şimdi denetim” diye gözdağı ver.

*

“Alo Fatih”, görevini hakkıyla yerine getirmeyince:
“Bundan sonra beni arama... O kadar” diye trip at.

*

Cem Boyner azıcık hoşa gitmeyen bir şey yapınca:
“Beymen’i boykot ediyoruz” diye kampanya başlat.

*

“Çarşı” yaramazlık yapınca:
“O zaman biz de Beşiktaş’a o stadı yapmıyoruz” diye rest çek.

*

Kısacası...
İleri demokrasiden...
Önüne gelene bin tekme demokrasisine...
Geçmiş bulunuyoruz.


Ayrımcılığın resmini çizdim

EVLATLARINI yitiren babalar insanlık dersi veriyor:
BERKİN’İN BABASI: Burak bizim de oğlumuzdur. Onun da acısı acımızdır.
BURAK’IN BABASI: Berkin de, Burak da bu ülkenin çocuğu. Ayrımız gayrımız yok.
AHMET’İN BABASI: Berkin de, Burak da bizim oğlumuz. Yazık oluyor çocuklara.

*

İşte tam bu sırada...
BİLAL’İN BABASI: Berkin onların, Burak bizim... Berkin terörist, Burak şehit... Berkin şöyle, Burak böyle...


Şerbete göre nabız

ERZURUM’da: Allah bizden yanadır.

*

Antalya’da: Turizm, yatak sayısı falan...

*

Yozgat’ta: Şehitlerimiz de şehitlerimiz.

*

Diyarbakır’da: Megri de megri...

*

Trakya’da: Atatürk, Selanik falan...

*

Hatay’da: Alevi Sünni kardeştir.

*

Kahramanmaraş’ta: Biliyorsunuz kendisi Alevi.

*

İzmir’de: Kordon, rakı, balık...

*

Batman’da: Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık.

*

Trabzon’da: Milliyetçiliği biz biliriz biz.


Ablalara özgürlük

NE yapıyormuş ablalar?
Kapı kapı dolaşıyorlarmış.
“O partiye değil, bu partiye oy verin” diyorlarmış.
Siyasi propaganda yapıyorlarmış.
“Bu sefer AK Parti’ye oy vermeyin” diyorlarmış.

*

İyi de kardeşim...
Suç mu bu?
Ayıp mı?
Kabahat mi?
Günah mı?
Hem sana ne?
Ablaların keyfinin kâhyası mısın sen?

*

Suç mudur bu?
Eğer suçsa bu yapılan...
Hele bir deyiver:
Nedir bu suçun Türk Ceza Kanunu’ndaki tarifi?

*

Darbe mi yapıyor ablalar?
Sandık dışı bir çözüm mü arıyorlar?
Silahlı bir güce mi yaslanıyorlar?
İllegal bir çaba mı yürütüyorlar?
Ne suçu?

*

Ne oluyor kardeşim...
Bu memlekette isteyen istediğine istediği propagandayı da mı yapamayacak?

*

“Ama o ablaların partileri yok, kursunlar partilerini, öyle çalışsınlar” mı diyorsun?
İyi de kardeşim...
O ablalar daha düne kadar sizin parti için de oy istemiyorlar mıydı?
O zaman neden “Bırakın bizim partiyi, kurun kendi partinizi” demiyordunuz ki?

*

Bırakın ya bırakın!
Ablalar özgür olsunlar.
Şeker de yiyebilsinler.


Ustamız diktatör olmadığını kanıtlıyor

KANITLARI şunlar:
Hanginizi Taksim’de ağaçlarda sallandırdım? Ne diktatörü be!
Nefes alıyor musun nefes... Diktatör olsam alamazdın o nefesi...
Yaşıyorsun yaşıyor... Diktatör olsam yaşayamazdın be!
Kaçmıyorsun, kaçmak zorunda kalmıyorsun. Diktatör olsam kaçacak delik arardın.

*

Allah razı olsun Usta.
İyi ki diktatör değilsin.
Diktatör olmadığın için sallandırılmıyoruz, diktatör olmadığın için nefes alıyoruz, diktatör olmadığın için yaşıyoruz ve diktatör olmadığın için kaçacak delik aramak zorunda kalmıyoruz.
Minnettarız yahu minnettar.

Ahmet HAKAN | Tüm Yazıları
Hits: 1129