Tek Kitaplıdan Korkulur!..

~ 01.02.2011, Oktay AKBAL ~

Bir kitapta her şeyi bulan, bütün kitapların düşmanıdır. Okumadığı bir kitabın halka zararlı olacağını söyleyenlerden daha aşağılık insan olur mu?”

Sabahattin Eyüboğlu böyle söylemiş Vedat Günyola…

Bir tek kitaba, hele çağın çok çok gerisinde kalmış bir kitaba bağlanıp kalmak, düşünce ve duyguları bir yerde dondurmak, ışıklı bir dünyaya kapılarını kapamak, kendi içinde çürüyüp gitmek demektir.”

***

Akşamları yatmaya giderken kitaplıktan iki üç romanı ya da şiir kitabını aldığımı gören büyükbabamın dediğini unutmadım:

Sen hiçbir zaman korkulacak bir insan olamazsın. Bakıyorum odana çekilirken koltuğunun altında birçok kitap var. Tek kitabı olanlardan korkulur. Öyleleri yaşamda önemli yerlere gelir” demişti.

Bu sözü hiç unutmadım. Tek kitabın, tek bir kitabın etkisinden kendilerini yaşam boyu kurtaramayanların belli bir süre başarılı olsalar da sonuçta sıkıntılı durumlara düştüklerini gördüm.

Yıllar önce bir okur sormuştu. “Bizim köyün kitaplığına bakanlıktan başka yayınevlerinden de kitaplar geliyor. Hangisini okuyacağımızı bilemiyoruz. İçlerinde bize zarar verecek olanlar da vardır. Ya biz de bu zararlı kitapların etkisinde kalırsak, bizi yanlış yollara iterse…”

***

Kitap korkusu bugünün işi değil, yüzyıllardır sürüp geliyor. Ortaçağdan yirmi birinci yüzyıla, yani günümüze dek toplumlar kitap korkusundan kendini kurtaramıyor. Hitlercilerin, Thomas Mannları, Zweigları, kendi kafalarına uymayan nice değerli bilim ve sanat yapıtlarını yaktıklarını unutabilir miyiz?

O kadar uzağa gitmeyin, kendi ülkemizde de 12 Mart’larda, 12 Eylül’lerde evleri basarak kitapları toplatıp insanları süründürme olaylarını hep yaşamadık mı? Her akşam TV ekranlarında kitapların suç unsuru olarak gösterildiği günler o kadar uzak değil. Şu günlerde bile örneği çok.

Bir emekli subay arkadaşım öylesine korkmuştu ki, kitaplarını bir torbaya koyup yıkık bir medresenin avlusuna atmıştı. Bir başkası, hem yüksek bir öğretmen, Maonun, Marxın kitaplarını sobasında yakmıştı. Kimi denize atmış, kimi toprağa gömmüştü. Evinde kitap bulundurmak suçlu sayılmanın, nerdeyse vatan haini olmanın kanıtıydı.

***

Hep merak etmişimdir, ünlü politikacılarımızın evlerindeki kitaplıkları, Başbakanlık görevine gelmiş ünlü kişilerin sanatla, edebiyatla, tarihle, bilimle ilgili Türkçe ya da İngilizce, Fransızca kitapları var mıdır, kaçını okumuşlardır? Konuyu yaygınlaştırdık mı iş sarpa sarar. Çağın gerisindeki bir düzeni özleyenler, toplumu kendi kafalarına uygun bir duruma getirmek isteyenler neden kitap okusunlar, okuyabildikleri bir tek kitap yetmez mi?

Zaman zaman büyükbabamın sözünü anımsıyorum:

Sen korkulacak bir insan olamazsın, çok kitap okuyorsun, tek kitaplılardır toplumlarda etkin olanlar.Öyle de oldu. Korkulur bir kişi olmayı neden isteyeyim. Ben dünyayı, insanları, toplumları anlamaya çalıştım, sevdiğim sevmediğim, katıldığım katılmadığım pek çok kitabı okuya okuya… Bir kitabın verdiğini başka bir kitapla perçinleyerek. Kısacası, değişik kitapların verdiği etkilerde bir sentez yapmaya çalışarak?..

***

Bir Yunan bilgesi, “Ben bir tek kitap okuyanlardan korkarım” demiş. Vedat Günyol da, bir kitabında şöyle yazmıştı:

“… gerçekten bir tek kitap okuyanlardan korkulur, hele o kitap gelmiş geçmiş çağları bir potada eritip bugünlerde uygulamaya kalkışmışsa!..”

(Cumhuriyet 01.02.2011)

Oktay AKBAL | Tüm Yazıları
Hits: 5145