Dünyaya saçılan nükleer bombalar

~ 19.10.2013, Serpil Güvenç ~

 

Suriye'deki kimyasal silahların etkisizleştirilmesi ve İran'ın nükleer gücünün emperyalist ülkeler tarafından denetlenmesi konusundaki haberler dış politika gündeminin sıcak başlıkları olmayı sürdürüyor. Bu arada Amerikan sol basınında, tahrip gücü atom bombasından çok daha yüksek olan bir nükleer silaha yani hidrojen (H) bombasına dair dehşet verici öyküler de yer almakta.

1958'de Georgia'da H bombası taşıyan bir F-47 savaş uçağı başka bir F-86 ile çarpışınca, pilot taşıdığı bombayı Savannah nehrinin ağzına, Tybee Adası kentinin birkaç mil ötesine bırakıvermiş. Altı hafta sonra bölgeye gelen ABD hava kuvvetleri bombayı bulamamışlar. Ve bölgeden ayrılarak bu kez bir B-47 tarafından Güney Carolina'ya düşürülen bir başka H bombasının peşine düşmüşler. Bu arada bomba düzeneğinde bulunan yüklü miktarda dinamit yere çakılma sırasında patlayarak birçok insanın yaralanmasına ve büyük bir çevre felaketine neden olmuş. ABD hükümeti ve Atom Enerji Komisyonu, bombanın kendisinin patlamamış olmasına çok sevinmişler! Birkaç yıl sonra 1961 yılı Ocak ayında, bu kez Kuzey Carolina'ya birisi patlamaya hazır iki H bombası düşüvermiş…

ABD 1945'den bu yana 11 nükleer silah kaybetmiş! Sadece 1958'de H bombalarıyla ilgili ABD hava kuvvetleri kaynaklı dört büyük kaza yaşanmış!

Ve ABD, bomba saçmaya devam etmiş kendi ülkesine ve diğer ülkelere. 1966 Ocak ayında, dört H bombası taşımakta olan bir B-52 savaş uçağı havada yakıt ikmali yapmak isterken İspanya'da Palomeros köyü yakınlarında düşmüş. İnsan ve çevre sağlığını geri dönüşsüz biçimde sona erdirme özelliğine sahip olan radyoaktif metallerden uranyum ve plütonyum büyük çevre ve insan tahribatına neden olarak yöreye yayılmış. Zar zor bulunan dördüncü bomba ise mini bir denizaltıya hapsedilmiş.

1968'de Grönland'da yine bomba taşıyıcısı bir B-52 alev almış ve bölgedeki ABD üssü yakınlarında buza gömülmüş. Çarpışma sonucunda uçaktaki dört H bombasının patlayıcıları infilak etmiş ve çok geniş bir alana radyoaktif plütonyum, uranyum ve trityum metalleri yayılmış. Bombalar halen kayıp.

Görüldüğü gibi, dünyayı korumak adına İran'ın nükleer teknolojisini denetlemeye kalkan ABD henüz kendi nükleer silahlarına sahip çıkmaktan aciz. Personel durumu ise çok daha endişe verici. Sadece 1972 yılında ABD'de nükleer silahlara ulaşma yetkisi bulunan 3647 görevli uyuşturucu kullanımı, stres, alkolizm ve disiplin sorunları nedeniyle işten atılmış. 1971-73 yılları arasında ise aynı nedenlerle 1247 NATO personeli işten el çektirilmiş. Bu bilgiler ışığında, İncirlik'teki bulunan 90 kadar nükleer başlıklı füzenin tetikleyicisinin Amerikan yetkililerinin elinde olduğunu düşündükçe insanın tüyleri diken diken oluyor.

İkinci Dünya Savaşı'nda SSCB'ye gözdağı vermek için atom bombasını teslim olmuş bir ülkede deneyerek Hiroşima/Nagazaki katliamlarını gerçekleştirmiş bir ülke, nükleer bombaların saklanması ve taşınmasında bile yeterli önlemleri almayacak kadar insan yaşamını değersiz gören bir ülke "demokrasi" ve "insan hakları" taşımaya soyunuyor dünyaya! Bu arada dünyayı İran'ın henüz üretilmemiş olan nükleer bombalarından, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin nükleer gücünden kurtarmaya çabalıyor!

Şaka gibi, değil mi?

 

solhaber

Serpil Güvenç | Tüm Yazıları
Hits: 1875