Stephane Hessel Öldü mü?

~ 04.03.2013, Erdal ATABEK ~

Stephane Hessel birkaç gün önce aramızdan ayrıldı.

Kim miydi bu 95 yaşında dünyaya veda eden?

Yaşamını insanı savunma mücadelesine adamış bilge.

Fransız Direniş Hareketi savaşçısı.

Naziler tarafından işkence edilmiş.

Toplama kamplarında idamdan kurtulmuş.

Sosyalist.

Paranın insanı ezmesine karşı çıkmış.

Cezayirin bağımsızlığını savunmuş.

Filistinin haklarından yana tavır almış.

Küresel iklim felaketine dikkat çekmiş.

Barış ve insanlık savaşçısı.

95 yaşında aramızdan ayrıldı.

Genç. Çok genç yaşında kaybettik onu.

Gerçekten kaybettik mi?

***

Geçen akşam (28 Şubat 2013 akşamı) AkSanat merkezinde Sevgili Merih Akoğul ile bir söyleşi yaptık.

Çocukluktan söz ettik.

Ben, Sapancada, Kandırada, Gebzede geçen çocukluğumdan söz ettim. Konuştukça da yaşadım.

Daha otomobiller istila etmeden bomboş olan sokaklarda oynadığımız oyunlar, korular, kırlar, Sapanca gölü, ırmaklar, kediler, köpekler, koyunlar gibi hayvanlarla dostluk günlerimiz, çocuk grupları olup çılgınca koşmalarımız gözümün önüne geldi.

Meyveleri dallarından koparıp yediğimiz, doğanın bir parçası olarak yaşadığımız günlerimiz, yıllarımız.

Pablo Nerudayı tanımamıştık.

Daha sonra o bizi anlatacaktı.

Benim hayatım bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır.

Böyle dizelerle anlatacaktı bizi.

Özgür çocukluğumuz sadece bizim değil, ülkemin de anıları olacaktı.

Artık öyle bir Sapanca olmayacaktı.

Kandıra. Çocukluğumun Kandırası değildi.

Gebze, fabrikalarla dolacaktı. Sonra gittim ve gördüm.

Çocuklar artık meyveleri dallarından koparmıyordu.

Çocuklar meyveleri AVMlerde görüyorlardı.

Manav reyonlarında floresan ışıklarının altında.

Ağaçlar yerine yapay palmiyeleri görüyordu çocuklar.

Hayatları burgerlerle gofretler arasında geçiyordu.

Çocukluk artık pazar ekonomisinin reyonlarına konmuştu.

Stephane Hessel, benim çocukluğumu savunuyordu.

***

Öfkelenindiyordu bu insanlık savaşçısı.

İnsanın paraya teslim edilişineöfkelenin.

Zalimin zulmüne öfkelenin.

Emeği sömürerek zenginleşen krallara öfkelenin.

Adaleti kendi emellerine alet edenlere öfkelenin.

Çocukluğu pazar malı yapanlara öfkelenin.

Gençleri marka maymunu yapanlara öfkelenin.

İnsanları hayatlarının kölesi yapanlaraöfkelenin.

Kadınları kadınlıklarıyla ezenlere öfkelenin.

İnsanı piyasaya sürülmüş meta yapanlara öfkelenin.

Dünya insanları bu çağrıyı duydular.

Dünyanın her yanında öfkelenenler bir araya geldiler.

Paranın egemenliğine tepki duydular.

***

Stephan Hessel burada kalmadı, yeni çağrısını yaptı:

Kayıtsız Kalmayın,

Mücadeleye Katılın

Dünya ölçeğinde insanlar mücadeleye katıldı.

Madridde, Atinada, Tel-Avivde, Santiagoda insanlar ayağa kalktı. Wall-Street işgal edildi.

Ama para öyle kolay yenilmez.

İnsanın açgözlülüğü yabana atılamaz.

En yoksulu bile, “belki bir gündiye boynunu büker.

Benim ülkem mi?

***

Benim ülkemin başka dertleri var.

Benim ülkem İmralı ne diyor?derdine düşürülmüş.

Benim ülkemaman başıma bir şey gelmesin detelaşıyla sindirilmiş.

Benim ülkem artık yer adlarıyla yaşamaya alıştırılmış.

İmralı ne diyor?

Kandilden ses çıkıyor mu?

Silivriden haber var mı?

Ankara uyuyor mu?

Kişiler mekânlarla yer değiştirdi.

Yeni bir şifreli dile döndük.

Bölünmenin adıkimlikli yaşam.

Amerikaya bağımlı olmanın adı model ülke olmak.

Adaletsiz yaşamanın sıfatı ileri demokrasi.

Ülkemde öfkelenecek insan kalmadı.

Katılım da indirim kampanyasına katılınile açıklandı.

Öyle anlaşılıyor ki,

Stephane Hesseli 95 yaşında biz öldürdük...

4 Mart 2013 - Cumhuriyet

Erdal ATABEK | Tüm Yazıları
Hits: 1371