Akhisar'da BirGün!

~ 26.02.2013, L. Doğan TILIÇ ~

Memlekette önemli şeyler yaşanıyor. Son anda bir aksilik olmazsa, yüzleşmemiz gereken Sinop ayıbının ardından, BDP heyeti bugün İmralı’ya gidiyor. Sinop ve Samsun’da olanların yinelenmemesi, “çözüme ve barışa” verildiği söylenen desteğin sokağa da yansıması için çabalamak görevimiz.

PKK terör örgütü”, “teröristle görüşülmez” söyleminin bir kan bataklığında debelenerek batmaktan başka bir sonucu olmadığını 30 yıldır yaşayarak gördük. Bu yalın gerçeği ifade eden N. Mert’e yüklenenler, “güruh aklı”nın bir tür “entelektüel”(?) izdüşümü gibi. Yazık! 

Bunca önemli şey olurken, izninizle köşemi Akhisar’da yaşanan bir güne ayırıp, sözü burada daha önce de andığım Berber Vedat’a bırakacağım:

BirGün ve kendi çıkardığım yerel EnSoldanBakış gazetesini halkla buluşturmak için ailece yaptıklarımızı öğrenmek ister misiniz? Neşe-Ulaş-Yoldaş-Vedat Özel gazete dağıtımı, her gün nasıl örgütleniyor? 

Sabah saat 06:30’da çalar saatin sesiyle kalkıyorum. Oğullarım Yoldaş ve Ulaş’ı ‘Hadi paşalarım, kalkın. Gazeteleri okurlarımıza yetiştirelim’ diyerek uyandırıyorum. Küçük oğlum Ulaş, birazcık mızıkçılık edip geç kalksa da, birlikte çıkıyoruz. Gazeteyi ana bayiden alıp, listelerle hareket geçiyoruz. Yoldaş şarzlı bisikletle çevrenin; Ulaş bisikletle çarşı abonelerinin dağıtımını yapıyor. Saat en geç 08:30’da abonelerine ulaşıyor BirGün.

Ben, Kadın-Erkek Berber ve Güzellik Salonumuzu açıp ortalığı toparlarken, eşim Neşe de evi toparlayıp işyerine gelmiş oluyor. En geç 09:00’da bu işler bitiyor ve benim maratonum başlıyor. Ana bayiden alınan 150 adet BirGün gazetesinden 50, EnSolsanBakış’tan da 160 adeti çantama yerleştirerek sokağa çıkıyorum. Bunların dağıtımı biterken, Ulaş şarzlı bisikletle diğer çantayı getirip boş çantayı alıp gidiyor. Böyle bir üçüncü tur daha yapıyoruz. Gazeteleri bitirmeden dönmek yok.

Beni görenler ‘Sen kendini bu işe adadın galiba’ diyorlar. ‘Evet’ diyor, tanıtıma başlıyorum; ‘EnSoldanBakış’ gazetesini çıkardığımı, 15 günde bir gazetemle yanlarında olacağımı, dağıttıklarımın yerel ve genel muhalif gazeteler olduğunu anlatıyorum. Kulaklar kabarıyor. Gazeteler inceleniyor. Ve soru; paralı mı parasız mı? Ben de, yerel gazetenin bir maliyetinin olduğunu, bunun da genel muhalif gazetemiz olan BirGün’den elde edilen kazançla karşılandığını söylüyorum. BirGün alana ‘EnSoldanBakış’ bedava. Kimisi ben gazeteye para vermem diyor, kimisi 1 TL ödeyerek yerel ve genel gazetelerimizi alıyor. Para ödemek istemeyenlere de ‘EnSoldanBakış’ı ücretsiz bırakıyorum. Yani kayıp yok,  BirGün gazetesinin ücretli olduğunu söyleyerek almayanlara tanıtım yapmış oluyorum. Ve Akhisar’da her kapıda gazetemizi bire bir tanıtmış oluyorum.  İnanın hiç olumsuz tepki almıyorum. Sadece açıktan bir iki ki kişi ‘ben faşistim’ dedi; o kadar. Fazla tartışmaya girmeden gazete tanıtımı ve satışlarını yapmaya devem ediyorum. 

İlk gün saat 09:30’da çıktım saat 17:30’da gazeteler bitti; 150 BirGün, 450 EnSoldanBakış. İkinci gün, yine saat 09.30-18-00 arası gazete biti. Üçüncü gün 09:00 -19:00’da yine aynı tirajı yenileyerek gazete dağıtıldı. Ve Akhisar’ın büyük pazarının kurulduğu Çarşamba günü 265 BirGün dağıtıldı.

Yetti mi. Hayır!

Vedat, artık kalıcı olmasını beklediğimiz bu öyküde en büyük payın en az görünen kişiye, eşi Neşe’ye ait olduğunu söylüyor. Çabaları önünde, bir başarı öyküsüne tanık olmanın keyfi ve saygıyla eğiliyorum.

Buradan bir de “oldu-bitti” yapmak istiyorum. Vedat’ın mektubunu birlikte okuduğumuz Selçuk (Candansayar) ve eski yazarlarımızdan Tarık Şengül, bir Akhisar’a okur toplantısına gelmek istiyoruz. Düzenler ve davet ederlerse, tabii!

(Birgün)

L. Doğan TILIÇ | Tüm Yazıları
Hits: 1402