Hukuk Açılımı

~ 25.02.2013, Mümtaz SOYSAL ~

DİSİPLİN hukuk için de gereklidir. Hele anayasa hukuku için. Orada disiplinsizliğin sonuçları çok dramatik olur. Ne yazık ki şimdi yapılmak istenenlerde öyle bir tehlike var. Çünkü, “yeni anayasa” sözcüğü dillerden düşmüyor ve o konuda hukuksuzluğun dikâlâsı yapılmakta.
Bu köşede defalarca yazıldı: Yeni anayasa hem de yürürlükte olanla taban tabana zıt. Örneğin başkanlık sistemini getirecek bir metinle, yepyeni bir anayasayla devlet temelelini değiştirmek için hukuktaki deyimiyle
“asli bir kurucu iktidar” gerekir. O yoksa, ancak tali, yani ikincil kuruculuk söz konusudur. Öyle bir durumun adı, anasaya yapmak değil, anayasa değişikliğidir ki onun için şimdi yürürlükte olan anayasada olduğu gibi özel kurallara uymak gerekir.

Yeni anayasa yapabilmek, hatta yapmaya kalkışmak için bir anayasa boşluğunun oluşmuş olması temel koşuldur: Darbeler sonrasında oluşan boşluklar tam öyle, temel düzenin yasal olmayan yollarla sıfırlandığı, yasal bir devlet düzeninin bulunmadığı boşluklardır. Sistemin bir düzenin yeni bir hukuk temeline hem de hukukun temel ilkelerine uygun bir temele oturtulması için böyle bir çabaya girişilir; o çabanın meşruluğu bile sonuçta ortaya koyduğu anayasayla ölçülür.

Başka türlüsü, yani durup dururken, bir anayasa boşluğu yokken ve yürürlükteki anayasa kendi meşruluğunu sürdürürken “yeni anayasa” yapmaya kalkmak bir suç teşebbüsünden farksızdır. Böyle olduğu içindir ki konuyu “yeni anayasa yapma” sözünü sık sık yineleyenlerin, yine bu köşede defalarca vurgulanan bu konuda dillerine dikkat etmeleri çok önemlidir.

O halde, ortalıkta bir darbeden söz edilmediğine göre, karşı karşıya bulunduğumuz sorun, bir anayasa değişikliği ve o da şimdiki anayasanın değiştirilemez dediği temel ilkelere uygun olmak zorundadır. Dolayısıyla bu konuda kritik sorun, gönüllerde yatan başkanlık sisteminin o ilkelerle bağdaştırılmasını sağlamaktır.

“Demokratik devlet”in kurulması ve işleyişi açısından kurumları ve kuralları ilgilendiren, insan haklarına saygı bakımından da kuralların kuruluğunu aşıp inançla ve felsefelere uzanan çok boyutlu bir çabadır bu. Öylesi, yeni anayasa yapmak şöyle dursun, anayasayı değiştirmek için bile ana tema olarak bu geniş konuları ele alan bir genel seçimden geçmeyi zorunlu kılıyor. Dolayısıyla anayasayla oynamayı böyle bir genel seçime, yani temel anayasa sorunları tartışarak yaşanmış bir seçim sonrasına ertelemek daha doğru bir davranış olmaz mı?

25 Şubat 2013 - Cumhuriyet

Mümtaz SOYSAL | Tüm Yazıları
Hits: 1280