Yine, yeniden Tahrir

~ 04.12.2012, İbrahim VARLI ~
İki yıl önce gerçekleşen toplumsal dönüşümlerin ardından kendi müesses nizamlarını inşa eden “yeni muktedirler”e karşı Arap halkları yeniden ayakta. Sadece Tahrir değil, Tunus’taki 7 Kasım Meydanı’ndan Trablus’taki Yeşil Meydan’a kadar “aldatılan” kitleler yeni tiranlara karşı öfkelerini dillendiriyor.
 
Öfkenin hedefinde bir karabasan gibi toplumun üzerine çöken yeni işbirlikçi siyasal aktörler var. Bu aktörler ki Mısır’dan Tunus’a, Libya’dan Yemen’e kadar yeni müesses nizamlarını dini referansların üzerine inşa etme arayışı içerisinde.
 
Günlerdir kitlesel gösterilere sahne olan Mısır bu arayışın açıkça deklare edildiği ülkelerden. Müslüman Kardeşlerin ve Selefilerin çoğunlukta olduğu Kurucu Meclis’in şeriatı, yasaların ana kaynağı olması için dayatması bardağı taşıran son damla oldu.
 
İşbaşına geldiğinden bu yana sık sık şeriat çağrısı yapan Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin buyruğuyla şeriatı temel alan yeni anayasa için 15 Aralık’ta referandum yapılacak.
 
Son seçimlerde İslamcıların yüzde 70’lere varan bir oy potansiyeline ulaştıkları hesaba katılırsa, referandumdan ‘evet’in çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor. “Son firavun" Mursi’nin bu hamlesi diğer bölge ülkelerine de emsal oluşturacak gibi.
 
***
 
Benzer bir süreç Tunus’ta da yaşanıyor. Gannuşi liderliğindeki Ennahda, yönetimin şeriat esaslarına dayandırılmasını için fırsat kolluyor. Ennahda üyeleri ara ara şeriat özlemlerini dillendirse de her seferinde halkın büyük tepkisi üzerine, bu hamlelerinde geri adım atmak zorunda kalıyorlar. Ancak bu emellerinden vazgeçmiş değiller.
 
Ülkede yönetim şeklinin ne olacağı yönündeki tartışmalar devam ediyor. Siyasi erki elinde bulunduran Ennahda’nın on ay içerisinde yeni anayasa çalışmaları sonlandırması bekleniyor. Yeni anayasa çalışmaları hız kesmeden sürerken, bindirilmiş kıtalar ise şeriat istemiyle sık sık alanlara çıkıyor.
 
Yeni anayasanın şeriat kurallarına göre şekillenmesini isteyen İslamcılar, birçok alanı şeriat esaslarına göre düzenlemiş bulunuyor. Ennahda’nın verdiği özgüven Selefi grupların hareket alanını genişletmiş durumda. Selefilerin “daha fazla şeriat” talebi Ennahda’yı daha da radikalleştiriyor.
 
Gannuşi, Mısır'daki gelişmelerin Tunus’u da etkilediğine dikkat çekip "Tarih geriye akmaz!" dese de kimseleri inandırabilmiş değil. Selefiler Ennahda’yı, Ennahda ise Selefileri beslerken, toplumsal yaşam bu iki çevre tarafından tutsak alınmış vaziyette.
 
***
 
Libya da komşusu iki ülkedeki gelişmelerden azade değil. Merkezi otoritenin henüz tam olarak sağlanamadığı ülkede şeri hükümlerin esas kılınmasını talep eden radikal İslamcılar her geçen gün daha fazla seslerini çıkarıyor. İlk sinyali Kaddafi’nin ölümünün ardından Libya’nın bir şeriat devleti olacağını ilan eden Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil vermişti.
 
Ülkede tamamlanma aşamasındaki yeni anayasa taslağının ilk maddesinde “Devletin dini İslam’dır ve kanunların temeli İslam Şeriatı’dır” ifadesi yer alıyor. Her üç ülkede de yeni anayasalarla birlikte “ılımlı İslamcı” siyasal modelin inşası tamamlanmış olacak.
 
Türkiye de benzer bir dönüşümün arifesinde. Müslüman Kardeşlerle ideolojik akrabalığı bulunan AKP’nin yeni anayasa çalışmalarında sona gelinmek üzere. Başbakan Erdoğan’ın inanç dünyasının bir yansıması olan idam çıkışı ve af yetkisinin aileye ait olduğu yönündeki dini kaynaklara atıf yapan açıklamaları, Müslüman Kardeşlerin taslakları mı referans alınıyor sorusunu akıllara getirmiyor değil? Çok mu evhamlıyız, göreceğiz?
 
(Birgün)
İbrahim VARLI | Tüm Yazıları
Hits: 1345