Bestseller yazar benden borç istiyor

~ 10.11.2012, Ertuğrul ÖZKÖK ~

MEKTUP, “Ertuğrul Ağabey” diye başlıyor.
 

Benden köşemi bir günlüğüne ona borç vermemi istiyor.
Yazan Soner Yalçın...
Oda TV davası sanığı.
İki yıldır tutuklu olarak Silivri’de yatıyor.
Bu mektubu herkesin, elini vicdanına koyarak okumasını isterim.
Soner Yalçın’ı seviyor olabilirsiniz...
Sevmeyen biri de olabilirsiniz.
Ama adalet, sempatimiz veya antipatimize bağlı bir şey değildir ve olmaması gerekir.
Bu genç adam 47 yaşında... Demek ki hayatının her 23 gününden birini hapiste geçirmiş.
Bu ayın 16’sında, onun açısından çok önemli bir duruşma var.
Soner Yalçın hepimize bir şey söylemek istiyor.
Kendisini ifade edebileceği bir köşesi yok.
Bu köşeyi bana Hürriyet’in sahibi Aydın Doğan borç verdi.
Ben de onun vicdanına, söz hakkına olan saygısına sığınarak, bugün köşemi Soner Yalçın’a borç veriyorum.
Bana ödenmesi gerekmeyen bir borç...
Buyurun yandaki mektubunu okuyalım.

Dışarı çıkarsam bomba mı atacağım, adam mı vuracağım

“ERTUĞRUL Ağabey,
Bir günlüğüne köşenizi bana ödünç verebilir misiniz? Bir türlü yanıtını bulamadığım bir soruyu, kamuoyuyla paylaşmak istiyorum çünkü...
Soruma geçmeden önce, beni tanımayanlar için kendimle ilgili bazı bilgiler vereyim.
- 26 YILLIK gazeteciyim. Aydınlık, Sabah, Hürriyet gibi gazetelerde, Show TV, Star TV, CNN TÜRK gibi kanallarda çalıştım, yöneticilik yaptım.
- YAZARIM. 12 kitap yazdım; ülkemin en çok okunan yazarlarından biri oldum.
- JİTEM’i, Yeşil’i, devlet içindeki çeteleri, birçok faili meçhul cinayetin nasıl işlendiğini Türkiye bu kitaplardan öğrendi.
- TBMM Araştırma komisyonlarında AİHM’de, Türk mahkemelerinde tanıklıklar yaptım.
- BELGESELCİYİM. Son belgeselim “Menekşe’den önce” Antalya Altın Portakal’da bu yıl ödül aldı. Gazetecilik hayatımda onlarca ödüle değer görüldüm.
Ve odatv.com adlı internet sitesinin sahibiyim.
Mesleki hayatım bu.

NASIL BİR GÜNDE TERÖRİST OLDUM

SON 2 yıldır yaşadıklarımla ilgili de bazı bilgiler aktarmalıyım:
- ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ üyesi olduğum iddiasıyla 2 yıldır Silivri Cezaevi’nde tutukluyum.
- İDDİANAMEDE 361 kez “haber” 280 kez “kitap”, 53 kez “yazı/köşe yazısı”, 26 kez “röportaj”, 5 kez “makale” kelimesi geçiyor.
Ama iddianamede ”silah” yok, “bomba” yok, “şiddet eylemi” yok.
- 2009 yılından itibaren telefonlarım dinlenmiş, maillerim takip edilmiş, teknik takip yapılmış, gittiğim ortamlar dinlenmiş.
Hayır, bütün bunlardan bir delil bulamamışlar.
- İDDİANAMENİN ESASINI, Oda TV’nin ( ve tahliye olan gazeteciler Müyesser Yıldız ve Barış Pehlivan’ın) bilgisayarında bulunan sözde “örgüt yazışması” olan 13 Word dijital dosyası oluşturuyor.
Tek “delil” bu...

DAVA ARTIK BİTMİŞTİR DERKEN BAŞIMA GELEN

BUNLAR bizim değildir.
- TÜRKİYE’NİN üç seçkin üniversitesinden (ODTÜ, Boğaziçi, Yıldız Teknik) ve ABD’nin Joshua Marpet adlı bilirkişiden raporlar aldık.
- KEZA yargılandığım 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi de TÜBİTAK’tan benzer rapor aldı.
Bu dosyalar üzerinde bizim tarafımızdan bir işlem yapılmamıştır, yani bunlar bizim bilgisayarda oluşturulmamış/yazılmamış, değiştirilmemiş, açılmamıştır.
- BİLGİSAYARLARA sosyal mühendislik/virüs saldırısı olmuş ve uzaktan dosyalar atılmıştır. (TÜBİTAK Raporu s.259-293)
- MAHKEME bu raporlardan kuşkuya düştü, TÜBİTAK’tan “Raporunuzu daha açık yazın” diye ek rapor istedi! Ve beni yine Silivri Cezaevi’ne gönderdi.
“Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi unutuldu.

64 MİLYON SAYFALIK DAVA KAÇ YILDA BİTER

- “BİLİRKİŞİLER gerçeği ortaya çıkardı, gelecek TÜBİTAK ek raporu ile artık bu dava bitmiştir” derken, 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi 2 yıl sonra ani bir kararla, Ergenekon ana davasının görüldüğü 13’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne birleştirme yazısı gönderdi!
Hiç bana, “İyi de 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tutukluluk sürelerinin azaltılması, davaların hızlandırılması için kurulmamış mıydı” diye sormayınız.
- BEŞ YILDIR süren Ergenekon ana dava dosyası 64 milyon sayfaya ulaştı.
Böyle bir davaya dosyanızın gönderilmesinin ne anlam ifade ettiğini size bırakıyorum.
Son bir ekleme yapıp soruma geçeceğim; 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin benim hakkımda ‘Delilleri karartabilir”, ‘Kaçabilir’ gibi şüphesi yok.
Şimdi geleyim soruma:
Tutukluluk bir tedbirdir.
Beni 2 yıldır hapiste tutarak neyin tedbirini alıyorlar?
Bıraksalar bir yere bomba mı atacağım, birini mi vuracağım?
Evet sorum budur. Ben neden tutuklu yargılanıyorum?
Yoksa tutuklu değil, tutsak mıyım?
Soner Yalçın
6 Kasım 2012
Silivri Cezaevi”

(Hürriyet)

Ertuğrul ÖZKÖK | Tüm Yazıları
Hits: 1204