Aydın kimdir?

~ 20.08.2012, Atilla AKAR ~

Aydın ya da onunla eş anlama gelmek üzere entelektüeli belirleyen bazı özellikler vardır. Bu özellikler kiminde daha belirgin diğerinde daha tali dursa da temel nitelikleri değişmez. Bu vasıflardaki bir noksanlık, taviz ya da zafiyet, aydınlık ayarlarında bir tür “Gramaj eksikliği” yaratır ki, son dönemlerde onlara bol miktarda rastlar olduk!

Peki bu vasıflar nedir? Bana göre “Aydın” olmanın mahiyeti şunlardır;

1) Bilgi birikimi sahibi insandır: Burada “Bilgi”den kuru bir “Ansiklopedik depolama” dan ziyade kurulan ilişki biçimini kastediyorum. Aydını herhangi bir “Genel kültür” sahibi kişiden ayıran da budur. O, bir “Bilgi stokçusu” değildir. Bana göre aydın bilmeyi –bir kariyerin getirdiği “Zorunluluk” olarak değil- şehvetle arzulayan insan türünün adıdır. Onun edinim süreci belli bir “Kemaliyet”i gerektirir.

2) “Soyutlayıcı” insandır: Aydın edindiği ham bilgiyi “Pişiren” bir “Fikir aşçısı”dır. Bilgi yemeğin “Malzemesi” olsa dahi onu lezzetli bir yemeğe çevirmek ayrı bir maharet gerektirir. O, edindiği bilgiyi, soyutlama davranışı gösterebilen kimsedir.

3) “Sorgulama” yapabilen insandır: Aydın “Verili olan”a kuşkuyla bakabildiği, dayatılmış “Ön kabulleri” sorgulayabildiği için aydındır. O, bu yönüyle “Tenkitçi”, “Şüpheci” ve “Kurcalayıcı” bir varlıktır. Bu “Sorgulama”ya kendisini “Ait hissettiği” kesim hatta bizzat kendi kabulleri de dahildir.

4) Dogmaları aşan insandır: Aydının genetiğinde “Dogmalar”la mücadele vardır. Bu yönüyle sadece “Dinsel” değil, “Bilimsel” etiketli dogmalarla da hesaplaşır. Bu yönüyle “Put kırıcı”dır. Aydın konserve düşüncelerle boğuşmayı bir “Vazife” telakki eder. Belli bir “Orijinallik” kaygısı taşır.

5) “Sürü”den kopabilen insandır: Aydın, dini veya ladini bütün “Cemaatler” e “Mesafeli” durabilen insandır. Her tür “Kabilecik“in doğurabileceği “Dışlanma” korkusunu aşmış, bunun getirebileceği riskleri peşinen kabul etmiş varlıktır. Aydın “Bağımsız tavrı”nı koruyabilen, itiraz hakkını saklı tutan ve dışa vurabilen kimliktir.

6) “Resmiyet”ten uzak duran kişidir: Aydın resmi otoriteler karşısında (Devlet, hükümet) bağımsız olan, arasına belli bir mesafe koyan kişidir. Bir “Politik kimliği” olsa dahi kendini yakın bulduğu partinin “Dümen suyu”nda hareket edemez. Aydın bir “Siyasi akım”ın “Propagandisti”, “Yandaş”ı, “Papağan”ı değildir. Her gerçek aydın bilir ki siyaset, aslında çıkarların çatışması ve bunun üzerindeki güç oyunlarıdır. Bunu bir “Rezerv” olarak aklında tutar.

7) “Rejimperest” olmayandır: Aydın herhangi bir rejime –Demokrasi dahil- karşı adeta “Dinsel” bir bağlılık ve yüceltim gösteremez. Aydının görevi var olan tüm rejimlerin açmaz, aksaklık ve yanlışlarını sergilemek, eleştirmektir.

8) “Tarihsel sorumluluk” duyan kişidir: Aydın olay ve olguları sadece “O an”ın sınırları ile düşünmez. Perspektifini tarihe yayar. Kendini “Öngörü” ve “Uyarı”da bulunmakla yükümlü hisseder.

9) “Tutum alabilen” kişidir: Aydın “Durumdan vazife çıkartan” kişidir. Tarihi boyunca bu “Çileli misyon”un yüklenicisidir. Olaylar, karanlıklar, engizisyonlar karşısında susmayan kişidir. Ünlü Fransız düşünürü J.P. Sartre’ın nefis tanımıyla o “Üstüne vazife olmayan işlere burnunu sokan kişi”dir.

Bana sorarsanız benim de kısa bir tanımım var. O da şudur; “Aydın herkesin siyah dediğine beyaz diyebilen kişidir.” Onu “Sıradan”dan ayıran da budur.

Şu an cari olana bir de bu kriterlerle bakın isterseniz!..

(Yurt Gazetesi)

Atilla AKAR | Tüm Yazıları
Hits: 1756