Tanık ve Sanık

~ 04.08.2012, Kürşat BAŞAR ~

Duruşma salonunda iki eski Genelkurmay başkanı. İki eski silah arkadaşı. Ama biri tanık olarak dinleniyor, öteki sanık konumunda.

Doğrusunu isterseniz, son birkaç yıldır Silahlı Kuvvetler’de ne olup bittiğini anlamak zor.

Türkiye’nin en ciddi, en önemli kurumlarından biri...

Yıllar yılı en güvenilirkurum seçilmiş.

Emir komuta zinciri içinde disiplinin bu ülkede en üst düzeyde olduğu bir yerden söz ediyoruz.

Subay yetiştiren okulların düzeyi, verilen eğitimin kalitesi sürekli anlatılıyor.

Subayların yönetici olan bölümü meslek yaşamları içinde sürekli kurslara, eğitimlere tabi tutuluyorlar.

Türkiye’nin dört bir yanında görev yapıyorlar. Başka mesleklerden farklı olarak en alttan en üste kadar çok çeşitli kademelerde çalışıp, başarılı olmak zorundalar.

Bütün bunlara rağmen kadrolar nedeniyle, en iyi dereceleri de alsalar general olmayabiliyorlar. Olsalar da bir sonraki aşamada elenebiliyorlar.

***

Böyle bir orduda, emekli ya da görevde yüzlerce subay tutuklanmış durumda. Üstelik gizli bir örgüt kurmak ve darbe yaparak hükümeti devirmek suçlamasıyla.

Bu illegal örgütün başı olarak da dönemin Genelkurmay başkanı suçlanıyor.

Burnunun dibinde bir savaş tehlikesi olan ve yıllardır terörle savaşan bir ordunun pek çok generali emekli edilme durumunda. Deniz Kuvvetleri’nde filo yönetecek amiral kalmamış neredeyse.

Bunlar yetmezmiş gibi bir de askeri casusluk davası açılmış, birçok subay da bu nedenle tutuklanmış.

Bütün bu dönem içinde farklı Genelkurmay başkanları gelmiş, bunlar hükümetin en üst düzeyinde görüşmeler yapmış, davalarla ilgili belli ki konuşmalar olmuş ama kamuoyu bu konuda net bir açıklama duyamamış.

***

Bu davalardan tutuklu bulunanların hemen hepsi kendilerine komplo kurulduğunu söylüyor. Dava dosyaları ve deliller artık kamuoyunda tartışılıyor. Emrinde yüz binlerce asker ve silah bulunan bir komutanın hükümeti devirmek için internet sitesi kurması gibi inandırıcılıktan uzak suçlamalar var.

En başta, böyle bir kurumda yüzlerce, binlerce subayın karıştığı bir gizli örgütlenme olabilir mi?

Olduysa bununla ilgili bir işlem neden yapılmadı? Çünkü bunun bilinmemesi imkânsız. Kaldı ki Hilmi Özkök ifadesinde bugün ortaya atılan birtakım iddiaların kendisine de geldiğini söylüyor. Ama ciddiye alınmadığını da ekliyor.

Genelkurmay’ın bugünkü yönetim kademesi geçmişte yanlış bir şeyler yapan komutanları olduğu inancında ya da kuşkusunda mı yoksa bütün bunların söylendiği gibi bir komplo ve intikam operasyonu olduğunu mu düşünüyor?

Bu konuda ne düşündüklerini doğrusu çok merak ediyorum.

(Cumhuriyet)

Kürşat BAŞAR | Tüm Yazıları
Hits: 1386