Öfke ve körleşme

~ 09.07.2012, Tevfik ÇAVDAR ~

Başbakanın kini önünde durmanın olanağı yok. Büyüklerimizin küçük yaşta bizlere öğrettiği bir “adap” vardı. Şöyle özetleyebiliriz: “Gırtlak dokuz boğumdur, ağzından çıkacak lafı da dokuz kere düşün”. Ne var ki AKP’li büyüğümüz bunu unutmuş görünüyor. Bu hem kendi karizmasını çiziyor, hem de çeşitli ciddi sorunlar yaratıyor. Benim tanık olduğum geçmiş yıllara bir göz attığımda, her gün radyolarda, ekranlarda konuşan tek lider RTE. Kuşkusuz ki bir ülkenin başbakanı, çeşitli sorunlara ilişkin düşüncelerini açıklamakla yükümlüdür; ne var ki atalarımızın çok güzel bir tespitini de unutmamak gerekir: “Çok laf aşık usandırır”.

Şimdi son günlere bir göz atalım. Önce şu sözünü irdeleyelim. “Nefret, milli hasletimizdir”. Bana göre bu niteleme ulusumuza karşı yapılmış ağır bir hakarettir. Okumadığını biliyoruz, belki vakti yok, belki de vakit kaybı sayıyor. Bu eleştirilmesi gereken bir haslettir. Aklının pusulası Necip Fazıl bile böyle bir hasleti alkışlamaz.

Osmanlıdan günümüze “nefret” yöneticilerin pusulası olmamıştır. Bugünlerde TV ekranlarında baş tacı olan Kânuni ve Hürrem ilişkisi bu nitelemenin yanlışlığını kanıtlar. Bir çok padişah, şair ve hatta mûsik-i şinâs’tı.

Öfke insanı hak bildiği yoldan bile saptırır. Hatta körleştirir. Öfkeli liderimiz Esad’a yönelik (nedensiz) öfkesi, şu günlerde en çok hangi ülkenin işine yarayabilir? Bu sorunun tek yanıtı vardır: İsrail.

İsrail’in, ABD’nin Ortadoğu’ya saplanmış bir “Cenbiye”si (ünlü Arap kılıcı) olduğu çok açıktır. Bu olguyu göz önünde tutan hiçbir siyasetçi, özellikle RTE, Esad’ı ve Suriye’yi hedef almaz. Alırsa bunun altında kötücül kokular salan bir emperyalist ülkenin istekleri yatar.

ABD Başkanı Obama seçim yılı olduğu için elini mangaldaki kestanelere uzatmak istemiyor. Dolaylı olarak Türkiye’yi devreye sokuyor. Bizim iktidarımız da hemen “Kılıç-Kalkan” gösterisine başlıyor. İsmet Paşa büyük devletlerle yapılan ittifakı “ayıyla aynı yatakta yatmak” diye tanımlar. Ne kadar haklı olduğu şu “Esad” haykırışlarında gördük.

Basında, ekranlarda sorulan bir sorunun yanıtını alamıyoruz. Keşif uçağımızın Suriye karasularında düşürülmesi neden olamaz? Çünkü sesten hızlı uçan bu jetler o hızla sık, sık karasularını ihlal edebilirler. Ege’de bu kerelerce tanık olduğumuz bir olaydır.

Şimdi şu soruyu Sayın Asabi liderimize soralım: Esad’a yönelik bu gazabından en çok kim yararlanabilir? Cevap önce de belirttiğimiz gibi nettir: İsrail. En çok kim zarar görebilir? Filistin ve Gazze. Bu durum kinden kaynaklanan bir körleşmedir ve de çok tehlikeli bir mecraya açılmaktadır.
RTE’nin adım adım kendini ve ülkeyi büyük sorunlarla karşılaşmasına neden olan bu asabiyeti,ülkenin geleceğine yönelik ciddi endişeler yaratmaktadır. Şöyle ki;

i- Partinin destek tabanı %50’nin altına inmiştir. Stadyumlarda yapılan İl Kongreleri yitirilen oyları geri getirmez. Bir kere, parti kongreleri üyelerin uyarı ve eleştirilerinin açıklandığı, zafiyetlerin irdelendiği bir “pusula”dır. Stadyum kongreleri ise sadece “bir amin duası” gösterisidir. Sorunları yansıtmaz. Partiyi körleştirir, liderin iki dudağına baktırır.

ii- Şu nokta çok net olarak belirginleşmiştir. Tayyip Erdoğan önümüzdeki tüm seçimlere tam destekli “davayı savunmak” niteliğiyle katılamayacaktır. Halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda kazanma şansı yoktur. Kindar söylemleri alkışlanıyorsa da bunlar korkunun alkışlarıdır. “Karizma” çizildikçe baskıyı tek çözüm olarak algılaması da güçlenecektir. Bu olgular, önümüzdeki bir yılın hem kendisi, hem de halkımız açısından zor geçeceğini göstermektedir. Önümüzdeki Ramazan, caddelere kurulacak iftar sofraları bu bağlamda belki de son propaganda imkânıdır. Bakalım yararları ne kadar olacaktır. Göreceğiz.

Not: Uzun yıllar birlikte çalıştığım Özkal Yici’yi yitirdik. Saygı ve sevgiyle anılarımda yaşayacak.

(SolHaber)

Tevfik ÇAVDAR | Tüm Yazıları
Hits: 1394