Asıl Sorun, Bilim ve Sanata AKP Bakışıdır!

~ 19.03.2012, Yakup KEPENEK ~

AKP iktidarının eğitimde yapmaya çalıştığı yeni yasal düzenleme, özünde, üniversite öncesi eğitimi bütünüyle imamhatip eğitimine yerleştirme girişimidir.

Eğitimin birliği bu kez imamhatip ekseninde gerçekleştiriliyor.

***

Yasa teklifi kamuoyunda ve Milli Eğitim Komisyonunda, okulöncesi eğitimi, 4+4+4 ayırımının nasıl olacağı; dershane ve sınav konuları, yani esas olarak biçim bağlamında tartışılıyor.

Oysa eğitim, öncelikle bir içerik konusudur. Tartışmalar sırasında içeriğin çok büyük ölçüde bir yana bırakılması yalnızca AKPnin işini kolaylaştırıyor.

***

İnsanlığın günümüzde ulaştığı ekonomik ve toplumsal ilerleme, bilim ve sanat alanındaki gelişmelerin doğrudan sonucudur. Bunu sağlayan da insanın aklının giderek özgürleşmesi ve yaratıcı yeteneklerinin gelişmesidir. Günümüzde de toplumun tüm çocukların ve gençlerin fırsat eşitliği ortamında yaratıcı yeteneklerinin geliştirilmesi, her türlü gelişmenin temelidir.

Getirilmek istenen yeni eğitim düzeni, çocuklara ve gençlere, bilim, sanat ve bunlara bakış olarak neler verecektir?

Öğrenciler, bilimsel bilginin asıl kaynağının nesneler üzerinde yapılan deney ve gözlemler ve bunların karmaşık usa vurumu olduğunu anlayacak mı? Ezberci değil, düşünen, sorgulayan ve üreten bireyler olmaları sağlanacak mı? Alacakları din eğitimi, dinlerin doğuşunu ve gelişmesini irdelemeyi; inanç ve mezhep farklılıklarına karşı hoşgörüyü içerecek mi? Öğrenciler müzikten heykele, tiyatrodan tasarıma; romandan resme; şiirden baleye ve operaya uzanan kendi sanatsal yeteneklerini özgürce sergileyebilecek mi? Örneğin, edebiyat derslerinde, teslimiyetçi Necip Fazıl ile özgürlükçü Nâzım Hikmeti eşit uzaklıkla okuyabilecek mi? Descartes ile Hallacı Mansuru bir arada irdeleyerek; düşünüyorum öyleyse varım diyebilecek mi? Ayırım yapılmadan değişik düşünce akımlarını öğrenebilecek; bunların tümüne eleştirel bir gözle bakabilecek mi? Çocuklar ve gençler, canlıları ve cansızlarıyla doğanın; düşüncelerin ve bilimin değişimini ya da evrimini kendi düşüncesinin oluşumuna katabilecek mi?

Ya çocukların ve gençlerin toplumsallaşma süreçleri? Çocuklar ve gençler, cinsiyetlerine göre ayrımcılığa uğramadan bir arada eğitim alacak mı? Demokratik yaşamın temeli olan farklı görüş ve düşüncelere hoşgörü ile bakılması sağlanacak mı? Kadın-erkek eşitliği düşüncesi yerleştirilecek mi? İnsan ve doğa sevgisi güçlendirilecek mi? Genç, üretim sürecine nasıl katılacağına özgürce karar verebilecek mi?

Bu soruların yanıtı, okulöncesi, ilk ve ortaöğretim ve 65 yıllık imamhatip uygulamaları bir bütünlük içinde incelenerek doğru verilmelidir.

***

Sorun aslında okul adı sorunu değildir; sorunlu olan, günümüzün Milli Eğitim Bakanının görüşlerinde özetlenen AKP bakışıdır.

AKPnin bilime ve sanata bakışı, üniversiteler, TÜBİTAK ve TÜBA örneklerinin de uygulamada kanıtladığı gibi, tek sözcükle, sakattır. Bu sakatlık yalnızca kadrolaşma anlayışından kaynaklanmıyor; bilimsel makalelerin yayımının yasaklanmasına, bilimin sansür edilmesine uzanıyor. Heykel, ucube sayılarak yok ediliyor. AKPnin bu en zayıf noktası, bilime ve bilim kurumlarına bakışı, şimdiye dek güçlü bir biçimde sorgulanmadı.

Getirilen yasal düzenlemeyle AKPnin bilime ve sanata sakat bakışı, çocukların ve gençlerin gelişmelerinin biçimlendiği yıllara taşınarak daha da derinleştiriliyor.

Elbette AKPnin eğitimle ilgili düzenlemelerine kesinkes karşı çıkılmalıdır.

Bu karşı çıkıştan sonuç alınabilmesi, AKPnin bilime ve sanata bakışındaki sakat zihniyetin, bir bütün olarak, bilimsel bilgi ölçüleriyle sergilenmesine bağlıdır.

(Cumhuriyet)

Yakup KEPENEK | Tüm Yazıları
Hits: 1543