Macar Örneğinden Çıkarılacak Ders

~ 05.01.2012, Nilgün CERRAHOĞLU ~

Yeni anayasanın iki temel niteliği var diyor ünlü Macar siyaset düşünürü Gaspar Tamas Miklos: Bunlardan ilki neo-muhafazakâr yapı. Bu yapıyla, sosyal haklar askıya alınıyor. Sosyal adalet kavramı yok ediliyor, eşitsizlik pompalanıyor. Bu neo-muhafazakâr çatı, ‘otoriter yapı ile tamamlanıyor. Otoriter yapı’, tüm gücü yürütmede topluyor. Kontrol denge mekanizmaları budanıyor, ifade özgürlükleri sınırlandırılıyor. Sosyal devlet açısından devletin rolü küçültülürken baskı bağlamında devletin rolü büyüyorİleride anayasının değiştirilmesi imkânsız kılınıyor. Anayasanın belirlediği seçim yasası, siyasi partilere parlamentoda (anayasayı değiştirmek için gerekli olan) üçte ikiye erişmeyi olanaksız kılıyor Evrensel insan hakları beyannamesinde doğuştan kazanılmışsayılan haklar, toplum yararı koşulu gözetilmek suretiyle- devletin takdirinebırakılıyor. Doğal hakların yerini devletin bahşettiği haklar alıyor. Sınır ötesi Macarlara yurttaşlık hakkıtanınırken Macar azınlıklarının anadili haklarına referans yapılmıyor.

Vatandaşlık,etnik kökenüzerinden tanımlanıyor.

Gaspar Tamas Miklosun; yıl başında yürürlüğe giren yeni Macar anayasası için verdiği bu özlü tanımı sekiz ay önce bu köşede yayımlamıştım. (23. 4. 2011, Sağnak)

Macar usulü anayasa”; 2011’in ilkyarısında AB dönem başkanlığı yapanOrban hükümeti tarafından çoktan hazırlanmış, nisanda alayıvalayla Macar parlamentosundan geçirilmişti. Avrupada Hortlayan Faşizm Dalgasıbaşlığını taşıyan aylar öncekiSağnakta anafikir olarak zaten,AB dönem başkanı ülkenin yaptığı anayasa buysa!konusunu işlemekteydi.

Tepkisiz Avrupa

Avrupa çapında yükselen faşist eğilimleri bir anayasa belgesine geçiren ilk ülke olmak özelliğini ve öncülüğünü kazanan Macaristana, o gün bugün, Brükselden tepki gelmedi.

Rusya, Türkiye gibi AB ile sınırdaş ülkelere;insan hakları, demokrasikonularında her fırsatta akıl fikir satan, ders veren Strasbourgun Avrupa Parlamentosu (AP) temsilcileri; Macarların bu faşoanayasalarını hayata geçirmelerini engellemek adına parmaklarını oynatmadılar. Milliyetçi-konservatifOrbana;Dur! Ne yapıyorsun?diyen çıkmadı.

Nasıl çıksın?

Orban, APnin en büyük siyasi grubu PPE-Hıristiyan Demokrat/ muhafazakârlarınbire bir başkan yardımcısı.

Bu profildeki bir liderin Avrupanın en büyük siyasi grubunun başkan yardımcısı olması bile başlı başına aslında çok şey söylüyor.

Avrupanın en etkili muhafazakâr liderleri, Merkel/Sarkozy bu grubun içinde.

‘Demokrasi’ artık öncelik değil

Ekonomik krizle çalkalanan AB ülkeleri liderlerini gereğinde bir telefonuyla yerinden eden Merkel; Orbanla aynı çatı altında sürekli oturup kalkıyor. Avrupa çapında PPEnin düzenlediği ortak kongrelere birlikte katılıyor. Avrupanın yaşamsal konularında, kanka partilerin, kanka liderleri olarak birlikte tavır alıp ortak çizgi belirliyorlar.

Kısaca Merkel/Sarkozy tavır koysa; bu kara anayasanıneski kıtada gün yüzü görmesi imkânsız.

Camerondan ise hiç söz etmiyorum.

İngilterenin muhafazakâr başbakanı çoktandır PPEde değil. Avrupa kuşkucularının bir araya getirdiğibir başka siyasi grup içinde yer alıyor. Ayrıca son Avro krizi zirvesindensonra; diğer AB üyelerinden ayrı kendi kafasına göre takılıyor.

Söylemeye çalıştığım şu ki 2000e dek geçen yarım asırlık evrede olduğu gibi demokratik rejimlerin korunması/kollanmasına”; “ekonomikadar önem veren bir Avrupa yok artık karşımızda.

Günümüz Avrupasının ehemmiyet verdiği tek konu bundan böyle ekonomik krizve yalnızcaAvro!

Kopenhag kriterleri unutuldu

Ülkenin önde gelen aydınları tarafından, bir diktatörlük ilanı olarak görülen Orban anayasası”, bu yüzden öncelikle artık Macarların sorunu.

Öyle olduğu için 70 bin Macar, sokaklarda yürüyene yani yumurta kapıya dayanana kadar; ABden höt zöt eden çıkmadı.

Artık biryüzde 60 oy alan” “Orban Macaristanıvar

Bir de yollara düşen 70 binin ülkesi”…

O70 bin” “Biz de varız!dediği andan itibaren; atı alan Üsküdarı geçse de AB tepki vermeye başladı.

Komisyon; şimdi Macar anayasasının AB normlarına uygun olup olmadığınabakıp kontrol edecekmiş(?).

Noel tatili dönüşü Strasbourgdaki ilk oturumda da Avrupalı parlamenterler konuyu görüşecekmiş(!)…

Demokratikleşmeyi”; Avrupanın bacasından sallandırılan bir Noel armağanı olarak gören Türkiyenin liberallerine Macar örneğinden çıkarılacak çok büyük dersler var.

Tunadan yükselen faşizmin hayaletine durdiyebilecek tek güç bizzat sokaklarda yürüyen Macarların kendisi olacak; Brükselin nicedir unuttuğu Kopehag kriterleri değil.

(Cumhuriyet)

Nilgün CERRAHOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 1626