Tuz kokarsa

~ 21.12.2011, Nail GÜRELİ ~

Yargı neyin nesi? Hak hukuk adalet arayışlarının düğümlendiği ve de çözümlendiği varsayılan son kapı.
Et kokarsa tuz var ya; hak hukuk adalet çiğnendiğinde de yargı var; özgür ve bağımsız yargı...
Yargı ne âlemde derseniz; ellerinizden öper deriz.
Fazla ahkâm kesmeden eğrisiyle doğrusuyla örneklere geçelim. İlk örneğin eğri yanı da var, doğru yanı da.
Hopa olayı, en taze örneklerden biri.
Yaşamlarının vazgeçilmez parçası olan doğanın tahrip edileceği endişesiyle köylüler ve çevreci gençler hidroelektrik santralı (HES) kurulmasına karşı protesto gösterileri yaptı. Demokratik haklarını kullandılar.
Ve tutuklandılar. Gerekçe, terör örgütü üyeliği. Delil, kitap, kartpostal, şemsiye. Delilin de delili, polisin “sanık” Can Kaya’nın evinde Lenin’in “Emperyalizm Kapitalizmin En Yüksek Aşaması” adlı kitabını bulması. Can Kaya dışarıdaki bir arkadaşından aynı kitabı istemiş; kitap gelmiş ve cezaevi yönetiminden “görülmüştür” damgasını yiyip meşrulaşarak cezaevine girmiş.
Mehmet Tezkan “Ağlanacak bi durum” diyor. Yoksa gülsek mi?
Bu durum, adaletin eğritilmiş hali. Ama bir de olayın doğru tarafı var. Bu olup bitenlere karşı kamuoyunda öyle geniş ve kararlı bir tepki oluştu ki, sonunda sanıklar tahliye edildi.
Demokratik hakları engellenenlere ders olsun. Hopa olayının türevleri sürüp gidiyor.
Bir başka örneği Gaziantep’ten, Bekir Şahin’in haberinden kısacık verelim. Diyarbakır’dan Ankara’ya 2006’da (7 yıl önce) yapılan Barış Yürüyüşü’nde “Yaşasın halkların kardeşliği” ve “Barışa bir ses, çift taraflı ateşkes” gibi slogan attıkları için hapis cezası verilenler arasında 8 ay önce cezaevinde ölen Vakkas Dalkılıç da var.(Cumhuriyet, 07.12.2011)

Bir kitap
Araştırmacı gazeteciliğin üretken isimlerinden Orhan Erinç, titiz çalışmalarından bir örneği daha kitaplaştırdı. Ayın Tarihi dergisinin 1938 Kasım’ında yayımlanan özel sayısını kaynak alan çalışma “10 KASIM/ Öncesi ve Sonrası Atatürk’ün Vefatı” adını taşıyor. Cumhuriyet ve laiklik karşıtlarının küçümsemelerine, yalan ve iftiralarına karşı belgesel bir yanıt oluşturuyor. Cumhuriyetin ve demokratik rejimin bugün içinde bulunduğu ortamda, çok daha önem kazanan çalışması nedeniyle Erinç’i kutluyoruz. (Cumhuriyet Kitapları yayını, Kasım 2011)

Bir şiir
Haftayı Evin Okçuoğlu’nun “Yudum” şiiriyle noktalıyoruz. (En Güzel Gün İçin, Kora Yayın, Kasım 2011):
“yudum yudum sökülür aşkımız/ yaşaran bir gözün suladığı bir gülücüktür/ içinde bir özlem buzu erir kadehlerin/ aşk/ olduğu gibi durur”

(Milliyet)

Nail GÜRELİ | Tüm Yazıları
Hits: 1359