UZUN TUTUKLULUK.. ASIL SEBEP..

~ 14.12.2011, Mehmet TEZKAN ~

Düne kadar davaları nasıl uzatabiliriz hesapları yapılıyordu.. Şimdi nasıl kısaltabiliriz diye kafa yoruluyor.. Olumlu gelişme!..
Bu noktaya nasıl geldik? Tutukluluk sürelerinin uzunluğu nedeniyle.. Tutukluluğun tutukluluk olmaktan çıkıp cezaya dönüşmesi sebebiyle.. CHP öneri verdi, tutukluluk sürelerinin ağır ceza davalarında üç yılla sınırlanmasını istiyor..
Adalet Bakanı karşı çıkıyor..
2 bin 427 kişi anında serbest kalırmış..
İçlerinde 44 kişinin öldüğü Bilge köyü katliamını yapanlar da varmış.. Danıştay’a saldıran Alparslan Arslan da dışarı çıkarmış..
Danıştay saldırısı ne zaman oldu?
2008’de.. Hâkimlere kurşun yağdıran Arslan değil mi?
Evetse üç yıldır ne bekleniyor? Efendim, Ergenekon’la bağlantılı olma ihtimali kuvvetli, dosyası bu sebeple o davayla birleştirildi..
Cinayetten ver cezayı, Ergenekon’la bağlantısına yine bakarsın!
Bilge köyü katliamı farksız mı?
Ne bekleniyor ki!..
*
Ergenekon’dan söz açılmışken o davadan kaç yıl sonra sonuç çıkar? Medya bile ilgisini kesti.. Çünkü takip etmek imkânsız..
4 bin 300’ü aşkın klasörde 1 milyonu aşkın sayfa varmış..
İşin işinden çık çıkabilirsen..
Niye mi böyle oldu..
Birleştirme taktiği uygulandı.. Bir ara her şey Ergenekon’a bağlandı.. Mahkeme, 100’ü aşkın dava ve soruşturma dosyasını istemiş.. Ergenekon’la bağlantısına bakıyormuş..
Şimdi dava nasıl hızlanır diye formüller aranıyor..
Hızlanmaz!..
*
Şu da söyleniyor..
Savcı sayısı, hâkim sayısı yeterli değil.. Mahkeme sayısı az.. Tutukluluk süreleri biraz da bundan uzuyor..
Savcıların yükü o kadar fazla ki adi bir vakayı bile 10 ayda ancak bitiriyorlar...
Savcılar haklıdır..
Ama savcı sayısının yeterli olmaması masum insanların aylarca yatmasının nedeni olabilir mi?
Mahkemeler iş yükünden hızlı çalışamıyor diye!..
Kabul ediyorum..
Suçlu insanları bırakmak toplumu sarsar, toplumun adalete inancını zedeler..
Ama suçsuz insanları hapiste tutmak da adalete olan inancı yok eder..
*
Aslında mesele şu..
Onlarca örneği var..
Protestocu bir genç, önce tutuklanıyor, sonra suçlanıyor, sonra da o suça delil aranıyor..
Meselenin özü bu..

 

İki CHP’li vekilden mantıksız teklif
İki CHP milletvekili Meclis Başkanı’na dilekçe vermiş..
Tutuklu milletvekillerinin yemin etmelerini sağlayacak formül geliştirmişler..
Şöyleymiş..
Jandarma sekiz kişiyi Meclis’e getirecek.. Tabii kelepçeli!.. Kelepçeleri Meclis’te çözülecek, yemin edecekler sonra jandarma yeniden kelepçeleri takıp cezaevine geri götürecekmiş...
Mantıksız öneri..
Saçma da denilebilir!.
Bunun da ötesinde vekilin vekilliğini hiçe sayıyor.. Bundan sonra olabileceklere kapı açıyor, çanak tutuyor..
*
Niye mi?
Yemin eden milletvekili dokunulmazlık hakkı kazanır.. Dokunulmazlığı olan vekile Meclis’in izni olmadan kim kelepçe takabilir ki.. Hangi irade hapse atabilir ki..
İki CHP’li vekilin önerisi hayata geçerse örnek olur..
Yol olur..
Savcılar istedikleri vekil için tutuklama ister, mahkeme tutuklama kararı verir, jandarma veya polis de kelepçeyi takar..
Örneği var derler..
Daha suçlu oldukları kesinleşmeyen o sekiz vekile, Meclis kapısında kelepçe taktıysak size de takarız derler..
Onlardan ne farkınız var diyebilirler..
*
Açılmadık bi bu kapı vardı!
 

(Milliyet)

Mehmet TEZKAN | Tüm Yazıları
Hits: 2107