MAHKEME 10 GÜN NEDEN BEKLEDİ?

~ 09.08.2011, Mehmet TEZKAN ~

Samimi söylüyorum anlamadım.. Anlayan hukukçu varsa izah etsin..
13. Ağır Ceza Mahkemesi internet andıcı davasında sanık durumunda olan 14 kişi hakkında dün yakalama kararı verdi..
Tutuklanacaklar..
İçlerinde YAŞ toplantısına katılan Ege Ordu Komutanı (EDOK’a atandı) Taşdeler de var..
Ee, ne var bunda, neyini anlayamadın diyeceksiniz..
Şunu..
Özel Yetkili Savcı, iki yıl süren soruşturmasını tamamladı, iddianamesini hazırladı, mahkemeye sundu..
Mahkeme 15 gün boyunca iddianameyi inceledi, 29 Temmuz Cuma günü kabul etti..
Etti ama savcının iddianamenin kabulüyle birlikte şüpheliler hakkında yakalama emri çıkarılması talebini dikkate almadı..
Daha doğrusu askıya aldı..
Reddetmedi.. Kabul de etmedi..
Bekletti..
İddianameye baktık; 22 sanığın tamamı için, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor..
Sanıklar, başlarının sıkı belada olduğunu öğrendi.. İçeri girerlerse kaç yıl sonra çıkarlar, çıkamazlar mı belli değil.. Üzerinden 11 gün geçti.. Mahkeme 14 sanığın yakalanarak cezaevine konulmasına karar verdi..
Niye?
Tedbiren; kaçmasınlar diye, delilleri yok etmesinler diye..
İyi güzel de kaçsalar 11 günde kaçarlardı, varsa kalan delili yok edebilirlerdi..
İçlerinden biri, ikisi tüyerdi..
Mesela Ege Ordu Komutanı YAŞ toplantısına katılacağına uçağa atlayıp Uganda’ya gidebilirdi.. Hiçbir mani yoktu..
Kaçmadılar.. Ama yine de yakalama kararı çıktı..
Anlayamadığım bir bu..
İkincisi de şu; mahkeme heyeti 11 gün boyunca neyi bekledi?
YAŞ toplantısını beklememiştir herhalde!



Hükümet Sözcülüğü Arınç’a uymadı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç iyi siyasetçi, sıkı siyasetçi..
Ağzı laf yapan siyasetçi..
Polemik seven siyasetçi, taşı gediğine oturtan siyasetçi..
En önemlisi..
Konuşmayı, laf yetiştirmeyi seven siyasetçi..
Bir gün BDP’ye taş atıyor; Demokratik Toplum Kongresi diye toplanıp, çay içip dağılıyorlar diyor..
Ertesi gün CHP’ye yükleniyor.. Başbakan’la Genelkurmay Başkanı kapalı kapılar ardında ne görüştü diye soran Kılıçdaroğlu’na; gülmekten kendimi alamıyorum.. Siz MYK’da ne konuştuğunuzu bize söylüyor musunuz diye yanıt veriyor..
Her polemiğin başrolüne mutlaka oturuyor..
Ama hangi sıfatla?
Bakan, siyasetçi Bülent Arınç olarak mı?.
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç olarak mı?.
* * *
Fark ne derseniz..
Bizim meslekte yazarlıkla, başyazarlık farkı gibidir.. Yazar özgürdür, başyazar kurumu temsil ettiği için daha dikkatli kalem oynatır..
Bence, Hükümet Sözcülüğü Arınç’ın  mizacına uymadı..
O, özgür takılmak istiyor..




Diyanet ‘bana sormayın’ dedi!

Dün camide teravih namazı kılmak için toplanan binlerce kişi sevaba gireyim derken günah mı işliyor diye sormuştum..
Niye mi?
İlahiyat  Profesörü Yaşar Nuri Öztürk teravih diye bir namaz yok, camiye sokamazsın, Peygamberimiz bizzat yasaklamıştır deyince tartışma koptu.. Peki işin aslı astarı ne?
Şu: Peygamberimiz birkaç gece cemaatle teravih namazı kılmış.. Kalabalık giderek artınca ileride farz namazı olacağından endişe ederek, evinde kılmalarını söylemiş.. Kendi de evinde kılmış.. 20 rekat değil, sekiz rekat..
Hz Ömer döneminde resmiyet kazanmış.. O gün bugündür kılınıyor..
Peki ne yapacağız?
Diyanet bu konuda bir açıklama yaptı yapmasına ama ne yapmamız gerektiğini söylemedi..
Camiye gidin kılın da demedi, camide kılmayın evde kılın da..
Kılmayın da demedi..
Bana sormayın demeye getirdi..

(Milliyet 09.08.2011)

Mehmet TEZKAN | Tüm Yazıları
Hits: 1660