Siyasetin Sol'unda Neden Bir Şeyler Olmuyor? (1)

~ 10.10.2020, Tevfik KIZGINKAYA ~

Siyasetin sağında neler oluyor sorusundan sonra sıra sol tarafında neler oluyor diye bakmaya geldi. Bakınca da boşluğa düştüğümü hissettim.

Sağda, iktidarda kalarak var olan düzeni yürütmenin planları yapılırken solda öğretilmiş çaresizliğin yarattığı durağanlık hüküm sürüyor.

Doğal olarak önce, solda büyük parti konumunda olan ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisine (CHP) bakmak gerekiyor.

CHP, son yıllarda “sağdan oy alarak” iktidar olma politikasını yürütüyor. Bugünü yaratan sağ siyasete benzer söylemleri ve dili kullanmakla ve sağ siyasette yer almış kişilere yer vermekle sağ seçmene ulaşmayı ve oyunu arttırmayı amaçlıyor. Gerekçe olarak da halkın büyük çoğunluğunun muhafazakar yapısıyla sağ partilere oy verdiği gösteriliyor.

*****

Sorgulayalım.

  • İşsizlik %30’a çıkmışken,
  • Hazinede para kalmamışken,
  • Zamlar, vergiler, İBAN numarası ve Kızılay’a bağışlarla para toplanırken,
  • Tüm ödemeler dövizle yapılırken,
  • Borç 460 milyar dolara çıkmışken,
  • Döviz tırmanıyor, Türk Lirası değer kaybederken,
  • Ekonomiye bakan dövize bakmazken,
  • Ekonomi krizdeyken,

“Ekonomik sorunları hangi lider çözer” sorusuna Halkın %31,6’sı hiçbiri diyorsa…

En iyi yönetir diye %33,3’ü RTE yanıtı veriyorsa… (%8,9 A. Babacan, %8,6 M. Akşener, %6,5 K. Kılıçdaroğlu) (1)

  • Memleket sağlıktan eğitime, yargıdan uluslar arası alandaki yalnızlığa kadar sorunlarla boğuşurken,
  • Ülke yönetilemiyorken,
  • Bu sonucu yaratan RTE-AKP (%31,3) destek bulurken, (2)
  • Kararsız ve protesto eden yurttaşların oranı (%18,3) yükseliyorken,

CHP (%21,2) oyları yükselmiyor ve iktidar seçeneği olarak görülmüyorsa…

İzlenen politikada ve söylemlerde bir yanlışlık var demektir.

2018 seçimlerinde büyükşehir belediyelerinin kazanılmasını yürütülen politikanın başarısı olarak göstermek ise, bugünkü kamuoyu yoklamalarındaki sonucu değiştirmiyor. 2018 seçim sonuçlarını ayrıca değerlendireceğiz.

Bu koşullarda sorun kimde ya da nerede?

Halkta mı, politikalarda mı?

*****

Bu soruya yanıtı, geçmiş dönemlerde uygulanan politikalara ve halkın gösterdiği tepkilere bakarak arayalım.

Siyasi yelpazenin solu, çok partili sisteme geçtiğimiz 1950 seçimlerinden bugüne kadar 1965’de 14, bugün 2 milletvekili ile temsil edilen TİP’in dışında TBMM’de demokratik sol- sosyal demokrat partiler tarafından temsil edilmiştir. HDP’yi neden saymıyorsun itirazı gelebilir. Sol siyasetin öznesi, insan ve emektir. Dini ve etnik kimliğe dayalı siyaset, sol olarak tanımlanamaz. Kültürel kimliklerin korunması, yaşanması ve yaşatılmasının insan hakkı ve demokrasinin gereği devletin görevi olduğunu vurgulayarak konumuza dönelim.

1961 Anayasasının getirdiği özgürlükler ortamında Forum Dergisinde ortanın solu düşüncesinin geliştirilmesi, sol siyasetin Yön Dergisi çatısında toplanması, dünyada emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı esen 68 rüzgarı, ülkemiz 68 kuşağının “Tam Bağımsız Türkiye” isteğini yükseltmesi, sendikal hareketin güçlenmesi gibi toplumcu ve aydınlanmacı hareketler yükselmişti.

Bu dönemde “köylüye toprak, herkese iş” sloganı ile siyasete katılan TİP’in, halkta karşılığını bulması siyasi yelpazenin sol tarafını güçlendirdi ve CHP’yi etkiledi. 1965 seçimleri sonrasında CHP “ortanın solunda” olduğunu ilan etti.

*****

CHP, Bülent Ecevit’in 18. Kurultay’da (18.10.1966) yaptığı konuşmada CHP’nin yeni ideolojik kimliğini açıkça ortaya koymuştur:

“Ortanın soluna karşı koyanlar Atatürk ilkeleriyle çelişme halindedirler. Bir parti, toprak reformuna bildirgesinde yer verince, grev hakkını sağlayınca, petrolü millileştirmeye çalışınca ortanın solundadır. Ortanın solu İnönü’nün dediği gibi partinin sosyal yenileşmenin bilincine varışı demektir. Devletçiliği daha ileri götürmek gerekir. …Ortanın Solu yüzünden seçim kaybetmedik. İç ve dış sömürücüleri karşımıza aldığımız için kaybettik. Gene bunları karşımıza alacağız. Çünkü Türk halkının kurtuluşu buradadır.”

CHP, ortanın solu siyasetini dört başlık üzerine kurdu.

  • Halka dayanmak, güvenmek,
  • Demokrasiyi tüm yönleriyle benimsemek,
  • Cunta ve darbelerin karşısında olmak,
  • Ezilenlerden, çalışanlardan, emekçilerden yana olmak.

Ortanın solunu demokratik sol siyaset olarak adlandıran ve “ne ezen ne ezilen, insanca ve hakça bir düzen,” “toprak işleyenin su kullananın” sloganlarıyla ifade eden CHP aydınların, sendikal hareketin, çiftçilerin ve gençliğin desteğiyle 1973 seçimlerinde %33,3, 1977 seçimlerinde %41,4 oy oranına ulaşmıştır.

CHP, demokratik sol kimliğiyle 11 yıllık kararlı ve sabırlı bir çalışmanın sonucunda iktidara gelmiştir.

50 yıl önceki halkın yapısı ve koşullar değişti söylemi, 70’lerde MC hükümetlerinin mezhep ayrımcılığı temelindeki tahriklerini ve yaşanan katliamları, devrimci gençliğe, sendikalara ve toplumsal muhalefete yönelen baskı ve şiddeti göz ardı etmek ve başarıya ulaşan siyaseti yok saymak demektir ki, kabul edilemez.

*****

12 Eylül darbe yönetiminin CHP dahil partileri, sendikaları ve demokratik kitle örgütlerini kapatarak sol siyaseti yok etmeyi amaçladığı dönemde kurulan Halkçı Parti (HP) ve SODEP SHP çatısı altında birleşmişti.

ANAP’ın tek başına iktidar olduğu, bugünkü neoliberal düzenin 24 Ocak kararları ile uygulanmaya konulduğu, çalışanların ve halkın demokratik haklarının yok sayıldığı bu dönemde…

 SHP “beş yıl daha limon gibi sıkılmaya hayır” sloganıyla, geleceğe umut veren ve toplumun tüm kesimlerini kucaklayan halktan ve emekten yana politikalarla 1987 seçimlerinde başarıya (%24,8) ulaştı.

SHP, 1989 yerel seçimlerinde de bu politikasını sürdürdü ve “ANAP’ı süpüreceğiz” sloganı ile iktidar iddiasını ortaya koyarak birinci parti konumuna yükseldi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 652 belediye başkanlığını kazandı.

Her iki seçimdeki başarının önemli bir etkeni de, adayların üyeler tarafından ön seçimle belirlenmesidir. Parti örgütü, parti içi demokrasinin sonucunu kabullenmiş ve seçimlerde bir bütün olarak çalışmıştır.

*****

70’lerin ve 80’lerin siyasi ve toplumsal koşullarında sol siyaset;

  • İktidar olma iddiasıyla,
  • Halktan ve emekten yana politikalarla,
  • Var olan düzeni değiştirme kararlılığını,
  • İnanç, mezhep, yöre, etnik vb kültürel kimlikleri kullanmadan,
  • Halkla ve toplumsal muhalefetle bütünleşerek,
  • Parti içi demokrasiyi uygulayarak,

İktidara ulaşmıştır.

90’lar sonrasını gelecek yazıya bırakalım.

M. Tevfik KIZGINKAYA

10.10.2020

  • İstanbul Ekonomi Araştırma 09 Ekim 2020
  • Metropol Araştırma 18 Eylül 2020

https://kurgusuz.com/siyasetin-solunda-neden-bir-seyler-olmuyor-1/

Tevfik KIZGINKAYA | Tüm Yazıları
Hits: 5335