ABD de kadınların oy hakkına karşı erkekler

~ 10.12.2019, Nazım Tural ~

1915’te kadın haklarını savunan bir Anayasa değişikliği 500 bin imzayla Woodrow Wilson’a sunulan değişiklik önerisi, 1919’da Anayasa değişikliği taslağı olarak Kongre’ye sunuldu ve 26 Ağustos 1920’de gerçekleşen Anayasanın 19'uncu maddesinin değişikliği ile kadınlara oy hakkını tanıdı.

 

Nazım [email protected]

 

Tarihsel gelişim 1878’de kabul edilen ABD Anayasası siyahlar yanında kadınlara da oy hakkı tanımamıştı. Kadınlar iyi bir eş, iyi bir anne olarak korunacak kişiler arasında görülmekte, böyle kalmaları istenmekteydi. Anayasa’yı yapan kuruculardan, John Adams’ın eşi Abigail Adams’ın eşine 1776’da yazdığı mektubunda, Anayasa yapımında kadınların dikkate alınmasını, kocaların ellerine sınırsız bir güç verilecek olursa, tüm erkeklerin tiran olabileceği hatırlatması gibi uyarıların da bu konuda etkili olmadığı görülmüştür.

 

Eğitim düzeyi yükselen, orta ve üst gelir grubundan kadınlar, toplumda söz hakkına sahip olmanın, etkin biçimde yer almalarının öncelikle oy hakkını elde etmeye bağlı olduğunu görmekteydiler. Bazı eyaletlerin oy hakkını tanımış olması ve çeşitli eyaletlerde oy hakkı kampanyaları başlatılmış olmasına karşın, erkeklerin çoğunluğu ve önemli sayıda kadın karşı gelmekteydi. 1869’da Wyoming ve Utah’ta kadınlara oy kullanma hakkı verilmişti; ancak, kadınların bu eyaletlerde düzenli olarak oy kullanamadığı kaydedilmekte.

Kadınların oy hakkına karşı çıkanlar, öncelikle erkeğin toplumun odağında olduğu yerleşik sosyal düzen ve aile yapısının sürmesini savunmaktaydılar. Erkek tarafından temsil edilen aile, kurulan yeni düzenin temeli kabul edilmekte, oy hakkı için mücadele eden kadın hakları temsilcilerinin talepleri sadece dar anlamda görülebilecek oy hakkı değil, siyasi eşitlik olarak görülmesi gerektiği ileri sürülerek, yerleşik düzene karşı tehdit oluşturdukları kabul edilmekteydi.

 

1848 bu süreçte önemli bir dönemi işaret etmekte. 1848’de, ABD’de kadınlar, ilk kez ulusal düzeyde organize olarak, Sceneca Falls, New York’ta organize edilen kongrede toplandılar. Bu toplantıya 300’den fazla kadın ve erkek katılmıştı ve toplantının sonunda bir deklarasyon imzalandı. Deklarasyonda kadın hakları hareketinin gündemi belirlenerek, kadınlara ve erkeklere yasalarla güvenceye alınmış bir şekilde eşit haklar tanınması, fırsatlar sunulması ve kadınların oy hakkına sahip olması gibi talepler yer almıştı.

 

Ardından, Ulusal Kadın Hareketi Birliği öncüleri, Susan B. Anthony ve Elizabeth Cady Stanton Mayıs 1869 yılında tarafından çeşitli anayasa değişiklik önerileri ile kadınlara oy hakkı tanınması için girişimler sürdürüldü.

 

Kadınların oy hakkı hareketi İç Harp döneminde yavaşlasa da, savaş sonrası kurulan kadın örgütlerinin kampanyalarıyla sürdürüldü.

 

1890’da kadınların oy hakkı alanında çalışan iki büyük kadın örgütü birleşerek, Ulusal Amerikan Kadın Oy Hakkı Birliği’ni (The National American Women Suffrage Association) oluşturdular ve kadın hareketi alanında en önemli kuruluşu olarak, eyaletlere giderek kadınların oy hakkını savunan kampanyalar yürüttüler.

 

1848 Sceneca Falls kongresinden 65 yıl sonra ilk ulusal büyük gösteri, 3 Mart,1913’te Washington, D.C.’de yapılan yürüyüşe kadınlarla birlikte destek veren erkekler de katıldı. Atlar, arabalar, otomobillerin yer aldığı, kadınların özel kıyafetler giydiği büyük yürüyüş, Woodrow Wilson’un başkanlık koltuğuna oturmasından bir gün önce yaklaşık 8 bin kadının katılımıyla yapıldı. Yarım milyon kadar kişinin izlediği tarihi yürüyüşün başında yürüyen Avukat Inez Milholland, beyaz bir at üzerine zırhlı benzeri kıyafeti içindeki görünüşüyle oy hakkı isteyen yeni nesil kadınları temsil etmekteydi.

Yürüyüşü izleyen erkeklerin bir kısmı, kortejde yer alan kadınlara, aşağılayıcı, hakarete varan sözlerle saldırırken, bazı erkekler kadınlara fiziki saldırılarda bulundu.

 

1915’te kadın haklarını savunan bir Anayasa değişikliği 500 bin imzayla Woodrow Wilson’a sunulan değişiklik önerisi, 1919’da Anayasa değişikliği taslağı olarak Kongre’ye sunuldu ve 26 Ağustos 1920’de gerçekleşen Anayasanın 19’uncu maddesinin değişikliği ile kadınlara oy hakkını tanıdı. Maddeye şöyledir: ‘’Birleşik Devletler vatandaşlarının oy kullanma hakkı, Birleşik Devletler veya herhangi bir eyalet tarafından cinsiyet nedeniyle reddedilmeyecek veya kısıtlanmayacaktır. Kongre, uygun yasa ile, bu maddeyi uygulatma yetkisine sahip olacaktır’’.

 

KARŞI ÇIKAN ERKEKLER

 

Kadınların kampanyaları sürerken, karşı çıkan erkekler de örgütlenerek ofisler kurup, karşı kampanya yürütmekteydiler. Karşı yazarların, eylem yapan kadınları eleştiren yazıları yanında, karşı sanatçılar kadınlarla alay eden çok sayıda posterler, karikatürler yaptılar.

 

Karşı olanlar kadınların ev işleri, çocukların bakımı gibi işleri nedeniyle yeterince yoğun olduğu, ayrıca politikayı izleyecek zamanları olmadığı gibi nedenlerle oy kullanmalarına gerek olmadığını öne sürmekteydiler. Bu arada bazı kadınların da kendilerine katılması erkeklere güç vermekteydi. Daha katı olan erkekler ise, kadınların politik konularda iyi görüşler ileri sürebilecek yeterli zihinsel kapasiteleri olmadığını söylemekteydiler.

 

Dahası, kadınların fiziki güç yetersizliği yanında, beyinsel kapasitelerinin de düşünsel faaliyet gerektiren politika, oy vermek için yeterli olmadığını, fazla düşünsel çaba içine girmelerinin, kadınların doğurganlığını olumsuz etkileyeceğini ileri süren ‘’akademisyenler’’ de vardı.

 

Diğer yandan, kadınlar fiziki, moral ve sosyal nedenlerle devlet yönetimi, savunması gibi güç gerektiren görev alanlarına katkıda bulunamayacak durumda oldukları, bir kadını savunma bakanı olarak düşünmenin çok güç olduğu, bu nedenle de oy hakkının benzer gariplikleri düşündürdüğü ileri sürmekteydiler.

 

Bazı karşı çıkanlar ise, oy hakkını savunan kadınları erkek olmayı isteyen kadınlar olarak, değerlendirmekte, destekleyen erkeklerin ise erkekliğini sorgulamaktaydılar.
Kalifornia’da bu konuda eyalet anayasası değişikliği 1911’de gündeme geldiğinde Senatör, J. B. Sanford’un hazırladığı karşı görüş, bu konuda tutucu ABD erkeklerinin düşünce dünyasını yansıtan belge olarak dikkat çekmekte.

 

Stanford, oy kullanmanın bir hak olmadığını, bir ayrıcalık olduğunu, bu ayrıcalığın kadınlara verilemeyeceğini, kadınların politikada yerlerinin olmadığını, anne olarak evdeki varlığının önemli olduğunu, çocuklarını ihmal ederek, sokaklarda dolaşan kadınların önemsiz şeylerle uğraşmakta olduklarını, kadınların evde kızlarına tevazu, sabır, nezaket gibi kadınlar için önemli değerleri öğretmesi gerektiğini ileri sürmektedir.

 

Stanford’un diğer görüşleri kısaca şöyle özetlenebilir:

 

“Bu ülkenin anneleri, Tanrı’nın kendilerine verdiği görev kapsamında, ulusun geleceğini biçimlendirebilir. Evdeki annenin, nazik ve ince etkisi, okuldaki öğretmenin olgun tutumu, erkeksi kadın politikacıların üstesinden gelecektir. Ülkede aileyi kuran, gerçek anneler politik yaşamda gündeme gelen bu yeni icada karşıdır.

 

Erkekler, ülkeyi yönetme ve kadınları korumada yeterlidir. Kadınlar erkekleri koruyabilecek midir? Erkek kadını savunmak için savaşa gitti, ölüme ve yokluklara katlandı, erkek için kadın yeryüzündeki değerli bir varlıktır. Kadınların hakları için oy kullanmalarına gerek yoktur; erkekler, onların haklarını koruma her türlü çabayı gösterecektir. Kadınlar, kadın olmayı sürdürdükçe, erkeklerden daha fazla koruma ve özen görecektir.

 

Kadınlara oy hakkı verilmesinin yanlışlığı, bu hakkı tanımış olan eyaletlerde kanıtlanmış bulunmaktadır. İstatistikler, özellikle Kolorado’da boşanmaların büyük ölçüde arttığını göstermektedir. Kadınlara oy hakkı, ailelerin yıkımını neden olmakta; evde annelerin yokluğu suçların da artmasına da neden olmaktadır.

 

Evi ve ailenin, saflığını koruyalım, kadın büyük yaratıcı tarafından kendisine verilen yüksek görevleri yerine getirsin, oy hakkına karşı olalım ve kadının insanlığın saygı duyduğu yerde kalmasını sağlayalım.”
*Avukat

 

Faydalanılan kaynaklar:

 1)https://www.history.com/this-day-in-history/abigail-adams-urges-husband-to-07.11.2019

2) https://www.historynet.com/womens-suffrage-movement - 07..11.2019)

3)  https://www.nps.gov/articles/anti-suffragism-in-the-united-states.htm-- 07..11.2019

4 ) https://www.theatlantic.com/science/archive/2019/07/womens-suffrage-nineteenth-7..11.2019 

5)  https://sfpl.org/pdf/libraries/main/sfhistory/suffrageagainst.pdf  - 07..11.2019)

 

 

 

Kadına oy hakkına karşı olanlar da ülke genelinde örgütlenmişlerdi

 

 

Kadınların oy hakkını kazanmaları halinde erkelerin başlarına gelecekleri gösteren bazı karikatürler : (anti-suffrage+cartoons&rlz=1C1NWPB_enTR640TR640&oq)

 

 

Kadınlara oy hakkı için yapılan toplantıda, erkekleri aşağılayan posterler  

 

 

Oy hareketi kadını erkeğe ev işi yaptırırken erkeği azarlıyor.


 

Oy hareketi kadınlarını yaşlı ve kılıksız olarak gösteren karikatür

 

Karısının oy atmaya göndermediği zavallı bir koca

Kadınlar kağıt oynayarak eğlenirken erkek çocuğa banyo yaptırmakta.

 

Oy hakkı kadınları, sadece erkek olduğu için polisi ayaklar altında döverken

 

Ev işlerini kocalarına bırakan oy hakkı kadınları  (https://twincitiesarts.com/2016/11/08/feature-anti-womens-suffrage-cartoons/)

Oy hakkı kadınlarını ne yapacaksınız ?

    Oy hakkı kadını Uncle Sam kılığında

Nazım Tural | Tüm Yazıları
Hits: 4177