Çin malı bekâret

~ 10.07.2011, Can DÜNDAR ~

Geçen sene bir yerel haberde okumuştum. Çankaya Belediyesi’nin Tüketici Şikâyetleri Bürosu’na gelen başvurulardan biri, yetkilileri hayrete düşürmüş. Emekli bir devlet memuru, seks shop’tan aldığı şişme kadının parasının iadesini istiyormuş.
Meğer kadını bakire diye satmışlar, o da sahte olduğunu görünce “Kan çıkmazsa para yok” diye dilekçe yazmış.
* * *
1990’ların başında, meraklısı için, lateks tenli şişme bebeklerin bakireleri çıkmıştı.
Bunların vajinasına yerleştirilen tek kullanımlık, ince boyalı, elastik zar, ilişkiden sonra “kanıyor”du.
Belli ki naylon ilişkilerinde bile “İlk erkeği ben olmalıyım” derdinde olan amcabey, plastik yengeyi üfleyip vazelinledikten sonra beklenen kan gelmeyince infiale kapılmış, kız çıkmayan gelini baba evine yollar gibi, bozuk şişme bebeği de aldığı yere geri postalamıştı.
Belki de onun boyasını daha önce bir başka erkeğin akıttığı zannıyla kızcağızın lateksini bıçaklamıştı.
Patlama sesiyle ayılınca da Şikâyet Bürosu’na dalmıştı.
* * *
Antalya’dan gelen bir haberden, uygulamanın şişme bebeklerle sınırlı kalmadığı anlaşılıyor.
Gümrük Muhafaza ekipleri, Çin’den gelen bir kolide, 82 adet “yapay kızlık zarı” bulmuşlar.
50 liradan satılan jelatin poşetler içindeki, polivinil alkol türevli bu kimyasal madde, sulu ortamda çözülüyormuş. Evlilik öncesi ilişkisi olan ve eşinin kendisini bakire sanmasını isteyen kadınlar, gerdek gecesi bunu kullanıp damadı kandırıyormuş.
Zaten “ithalatçı” da ilk partiyi 3 kadın arkadaşının talebi üzerine getirtmiş. Daha önce de, 40 paket “yapay zar”ın gizlice ülkeye sokulup satıldığı belirlenmiş.
Kim bilir o günden bu yana kaç yataktaki çarşafta, kaç çatıdaki bayrakta polivinil alkol dalgalanmıştır?
* * *
Kandırmaca açısından renkli lensten, porselen dişten, botokslu ciltten farkı yok aslında; ancak kullanım alanı, “çakma zar”a toplumsal bir işlev yüklüyor.
Tabii her Çin malında olduğu gibi burada da ürünün bozuk çıkma ihtimali insanı düşündürüyor. Gözünü kan bürümüş damatlar halvet gecesi durumdan kıllanırsa, çarşafı kapıp gelinin kan grubuyla karşılaştırmaya götürebilir; çarşafta polivinil alkole rastlanırsa torbadakinden daha fazla kan akabilir.
Nitekim “Çin işi zar kanı”, daha ihraç edildiği Arap ülkelerinde ciddi sorun yaratmıştı. Mesela Mısır’da din adamları gençleri erken flörte, kadınları ihanete sevk eden “çakma zar”ın ithalinin yasaklanmasını, satanların ölümle cezalandırılmasını istemişti.
* * *
Nerede bir saplantı varsa onu nakde çevirecek uyanıklar da oluyor. O sayede de bazen ağır meseleler için, basit icatlarla pratik çözümler geliştiriliyor.
Batı’da kadınları asırlarca paslı bekâret kemerleri takmaya zorlayan, Türkiye’de nesillerdir kanlı cinayetlere yol açan bir toplumsal yaraya, 50 liralık kimyasalla çözüm aranmasına ve saplantılı erkeklerin Çin işi bir zarla kandırılmasına gülmeli miyiz, ağlamalı mı?
Bizim emekli memurun, bir dahaki alışverişte her ihtimale karşı sepete bir de Çin işi yapay zar attığını düşünüyorum da, “Vay asrımızın haline” diye düşünmeden edemiyorum.

(Milliyet 10.07.2011)

Can DÜNDAR | Tüm Yazıları
Hits: 2505