KONORAVİRÜS GÜNLERİNDE YAŞAM

~ 31.03.2020, Av. İzzet Doğan ~

"Sadece bedenlerimizi değil, ruhlarımızı da karantinaya aldılar. Ne bu karantinadan çıkabiliyoruz ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda da birlikte olacağız, ama özgür… Savaş bitti ve biz sağ kaldık. Savaş bitti ve biz hâlâ ayaktayız."

 

Beyza Alkoç’un “Karantina” adlı romanının tanıtım broşüründen aldım yukardaki cümleyi.

 

Zeynep, yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında kalmış. Salgın bir hastalık nedeniyle okulu karantinaya alınmış, akşamında ise kendini üç arkadaşıyla beraber okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında bulmuş.

 

Tanıtım bröşürü şöyle devam ediyor: “Bu, yalnızca bedenleri değil ruhları da karantinaya alınmış dört kişinin hikâyesi. Bu, onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikâyesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikâyesi. Bu, mahşerin dört atlısının hikâyesi.”

 

Zamanın ruhu Marquez’in ‘Kolera Günlerinde Aşk’ romanını hatırlıyor...

 

Karantina sözcüğünü yeniden hepimize anımsattı Koronavirüs.
Peki neydi karantina sözcüğünün anlamı.
Kelimenin kökeni İtalyancadır.
Ekonomisi ticarete dayanan Venedik Cumhuriyetinde, başkent Venedik'e salgın hastalık bulaşmasın diye kentte gelen gemiler 40 gün şehir açıklarında denizde beklermiş.
Karantina sözcüğü buradan gelir.

 

Ticari yaşamda sık kullanılan bir söz vardır; Krizi fırsata dönüştürmek.
Ukrayna Devlet Başkanı Vlodomir Zelenskiy’de koronavirüs nedeni ile uygulanan karantinayı fırsata dönüştürmek gerektiğine dikkat çekiyor.

 

Yeni tip Koronavirüs sebebiyle karantina altında olan Ukrayna'da, Devlet Başkanı Vlodomir Zelenskiy özellikle genç vatandaşlarına, "Karantina altındayken nüfus artışına katkıda bulunun" çağrısı yaptı ve nüfus azlığı sorununa dikkati çekerek Koronavirüs nedeniyle yapılan karantina uygulamasını "Krizle mücadele zamanı" olarak değerlendirdi.

 

Bizde de AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, yeni tip Koronavirüs’ün yayılmasına karşı evde bulunanlara sosyal medya hesabından tavsiyede bulundu.

 

Çamlı sosyal medya hesabından, "Reisicumhurumuz, ileriye dönük azalma eğiliminde olan nüfus meselesiyle ilgili olarak, iştirak ettiği her nikâhta 3 çocuk meselesini hatırlatıyor, teşvik ediyordu. Şer gibi gözüken Koronavirüs istirahati bu mânâda berekete, hayıra vesile olacaktır." paylaşımında bulundu.

 

Zelenskiy’nin mi yoksa Çamlı’nın mı daha önce tavsiyede bulundukları, dolayısı ile bu fikirde çalıntı olup olmadığı da ayrıca tartışılıyor.
Çamlı, Ukrayna Devlet Başkanı'nın "Karantina altındayken nüfus artışına katkıda bulunun” çağrısını hatırlatan ve "Fikirler çalıntı" yorumunu yapan bir sosyal medya kullanıcısına "O bizden çalmıştır. Biz kaç senedir görevdeyiz, o daha yeni" yanıtını vermişti.

 

Öncelik hangisinin olursa olsun veya fikirlerde çalıntı olsun veya olmasın sonuçta her ikisi de evde zaman geçirmek zorunda olan insanlara bir anlamda yıllar öncesinin bir sloganını anımsatıyor: "Savaşma, seviş"

 

Karantina günleri diyebileceğimiz dışarıya çıkmamızın sakıncalı olduğu ve konutlarda zaman geçirmek zorunda olduğumuz bu günlerde eşlerin, bir taraftan “Savaşma, Seviş” sloganına göre yaşamlarını düzenlemeleri anımsatılırken diğer yandan aralarında gerginlikler olan eşlerin uzun süre bir arada zaman geçirmelerinin boşanmalara yol açacağı riskine dikkat çekiliyor.

 

Manchester merkezli McAlister Aile Hukuku Firması'nın yönetici ortağı Amanda McAlister: "Zaten gergin olan ilişkiler, her ne sebeple olursa olsun, çiftler birlikte uzun zaman geçirmek zorunda kaldığında çatlar." demektedir.

 

Koronovirüsü nedeni ile daha riskli işlerde çalışan insanların eşlerinin de yataklarını ayırdıkları bir gerçek.

 

Ticari ilişkiler bakımından mücbir sebep sayılan pandemik koronavirüs, şaka gibi ama eşler arasındaki yaşam içinde mücbir sebeptir ve yatak ayırmanın haklı bir gerekçesi sayılmalıdır.
Aslında bizim hukukumuza göre eşlerden birinin birlik görevlerini yerine getirmemesi, yatağını ayırması, uzun süre evde küs gibi yaşaması önemli boşanma sebeplerinden biridir.

 

Ama söz konusu olan insanların yaşamlarıdır. Unutulmamalıdır ki bir tek dünyamız var ve hepimiz bu yaşamı paylaşmak zorundayız.

 

E. İstanbul Hakimi İzzet DOĞAN

 

Av. İzzet Doğan | Tüm Yazıları
Hits: 2440